"Borçlu" ile "kardeşi" arasındaki tasarrufların -İİK. 278/III-1 uyarınca- iptâle tabi olduğu–
İİK.nun 278 vd. maddelerinde iptâl edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmamış olduğu, kanunda iptâle tabi bazı tasarruflar içinde genel bir tanımlama yapılarak hangi tasarrufların iptâle tabi olduğu hususunun tayin ve takdirinin hakime bırakılmış olduğu– Davalı 3. kişi amcaoğlunun, kanunun aradığı derecede yakın akrabalardan olmadığı (İİK. mad. 278) belirtilerek "davanın reddine" karar verilmiş ise de,  borçlunun amcasının oğlu olan davalı üçüncü kişinin, davalı borçlunun alacaklısına zarar verme kastını bilen veya bilebilecek durumda olan kişilerden olduğundan, tasarrufun iptali davasının kabulü gerektiği- , İİK'nun 281/2 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibrazı ile cebri icra işlemine devam edileceğii-
Taşınmaz üzerindeki diğer haciz ve ipoteklerin varlığı nedeniyle dava konusu taşınmazı borçludan satın almış olan davalı-üçüncü kişinin, borçlunun durumunu ve alacaklılarından mal kaçırma amacını bilebilecek durumda sayılacağı–
Tasarrufa konu taşınmazın tapuda belirtilen (gösterilen) satış bedeli ile, taşınmazın tasarruf tarihindeki -serbest piyasa rayicine göre- belirlenen gerçek değeri arasında bir misli veya daha fazla fark bulunması halinde "edimler arasında fahiş farkın bulunduğu"nun kabulü gerekeceği– (Dava konusu taşınmazın tapuda gösterilen satış değeri ile keşfen saptanan satış tarihindeki gerçek değeri arasında fahiş (bir misli) fark bulunması halinde, yapılan bu tasarrufun "bağışlama" hükmünde olup İİK.nun 278/III-2 maddesi gereğince mutlak olarak iptâle tabi olacağı)- Davacı banka ile borçlu arasında tasarruf tarihinden önce imzalanan ve en eskisi 1995 yılı ve sonrasına ait kredi sözleşmeleri bulunduğundan, borcun doğumunun tasarruftan önce olduğunun kabulü gerektiği- Üçüncü kişilere satış tarihi  ile  haciz tarihi arasında İİK.nun 278/2 maddesinde belirtilen 2 yıllık sürenin geçmiş olması halinde bu taşınmaz yönünden anılan maddenin uygulama yeri bulunmadığı ancak mahkemece  borçlu davalı ile taşınmazı satın alan davalılar arasında komşuluk ilişkisinin irdelenmesi ve üçüncü kişi konumundaki davalıların borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilebilecek kişilerden olup olmadığı yönünde araştırma yapılması gerektiği-
Kıyasen uygulanması gereken İİK.nun 280/son uyarınca, ticari işletmenin veya işyerindeki ticari emtianın tamamının veya önemli bir kısmının devrinin iptali gerekeceğinden, dava konusu iş makinesinin/vincin ticari işletmedeki durumu belirlenerek (dolayısıyla İİK.nun 280/IV fıkrası hükmü gözönünde bulundurularak) iptal istemi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekeceği-
İİK. 278/III-2 uyarınca, edimler arasındaki aşırı farkın "bağışlama" hükmünde sayılıp iptale tabi olduğu- Edimler arasında aşırı farkın bulunduğu hallerde üçüncü kişinin iyiniyet iddiasının dinlenmeyeceği–
"Borçlu" ile "üçüncü kişi"nin şirket olup, ortaklarının ve/veya yöneticilerinin aynı kişiler olması halinde, bu "organik bağ" nedeniyle, borçlu ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin, borçlunun "mal kaçırma kasdı" ile "alacaklılarına zarar verme kasdı"nın biliyor farzedileceği (ve bundan dolayı üçüncü kişiye yapılmış olan tasarrufun iptâline karar verilmesi gerekeceği)–
Davalı-borçlu ile ondan taşınmazı satın alan diğer davalı üçüncü kişi karı-koca olduklarından, "borçlu eşinin alacaklılarından mal kaçırdığını ve dolayısıyla onlara zarar verme kastıyla hareket ettiğini" diğer eş bilebilecek durumda bulunduğundan, "borçlu" ile "eşi" arasındaki işlemin -İİK. 280/I ve II uyarınca- iptâline karar verilmesi gerekeceği–