Sigortalılık başlangıç tarihinin 01.06.1985 olduğuna ilişkin davacı iddiasının, toplanan delillerle kanıtlanıp kanıtlanmadığına ilişkin uyuşmazlıkta; davalı işverence düzenlenen işe giriş bildirgesinin süresinde Kurum kayıtlarına girdiği, bildirge ile birlikte verilen sigorta sicil numarasını davacının hâlen kullanmaya devam ettiği, komşu işyeri olan fırında çalışan davacı tanığının, davacının davalı işyerinde çalıştığını doğruladığı ve ayrıca davalı işverenin de davacının 01.06.1985 tarihinde bir iki gün çalışmış olabileceğini beyan ettiği dikkate alındığında; davacı iddiasının toplanan delillerle kanıtlandığı sonucuna varıldığı-
Davacının dava konusu taşınmazı bankadan kredi kullanabilmek için sonradan iade şartıyla davalıya devrettiğini, davalının temin ettiği kredilerin kendisi tarafından ödendiği ve taşınmazda 2004 yılından bu yana oturduğu iddia ettiği inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında davalı cevap dilekçesinde ve eşi olan diğer davalı ile aralarındaki boşanma davasında verdiği cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğu ve inançlı işlem kendisine devredildiğini ikrar ettiğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İ.lı işlemlerin; yazılı delil ya da yemin delili ile kanıtlanacabileceği- Davalı tarafın, ianaçlı işlemi ikrar etmesi halinde ispatın gerçeklemiş sayılacağı- Taşınmazın inançlı işlem ile devri nedeniyle oluşan alacak-verecek miktarının saptanması, bu kapsamda ilgili bankadan tarafından temin edilen kredinin kim veya kimler tarafından ödendiği hususları üzerinde durulması, buna ilişkin kayıtların getirtilmesi, varsa kredinin tarafından yatırılan miktarının tespiti ile bu bedeli mahkeme veznesine depo etmesi için süre verilmesi, yatırdığı takdirde tapu iptal ve tescil isteğinin kabul edilmesi gerektiği-
Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine bulunduğu ve bu yasal karinenin aksini ileri süren havalecinin, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Davalının, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını kabul ettiği ve fakat vakıanın hukuki niteliğinin farklı olduğunu ileri sürerek gerekçeli (vasıflı ) ikrarda bulunduğu; vasıflı ikrarın bölünmeyeceğinden bahisle ispat yükünün davacıda olduğu- Yemin teklifinde bulunulması için, yemin deliline dayanılmasının gerektiği-
HMK mad. 188 uyarınca; tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıaların çekişmeli olmaktan çıkacağı ve ispatının gerekmeyeceği- Doktrin ve Yargıtay, dar anlamda ikrarı, görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesi olarak tanımladığı-
İ.lı işlemin yazılı delil ya da yemin delili ile ispatlanabileceği; yazılı delil başlangıcı bulunmayan hallerde ise tanık delili ile inançlı işlemin ispatının mümkün olmadığı- Tarafların veya vekillerin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar çekişmeli olmaktan çıkacağından ispatın gerekmeyeceği-
Davacı tarafından davalı hesabına gönderilen havale makbuzunda “..... için tavuk bedelidir" açıklaması havalenin bir borcun tasfiyesi niteliğinde olmayıp belirtilen tavuk alımına ilişkin olduğu kabul edileceğinden, ispat yükünün davalıda olduğu gerekçesiyle Yargıtay'ca bozulması ile mahkemece karara uyulması üzerine; davalı defterleri incelettirilmiş ve davalı tarafından dava dışı şirkete tavuk ihraç edildiği ve buna ilişkin fatura düzenlendiğinin tespit edildiği gerekçesiyle davanın yeniden reddine karar verilmiş olması, davalının davacı tarafından kendisine gönderilen para karşılığında ya davacıya tavuk satıp teslim ettiğini ya da davacının talimatı ile davacının istediği 3. kişiye tavuk satıp teslim ettiğini kanuni delillerle ispatlaması gerekli olup, davalının dosya içerisinde bu şekilde bir ispatı olmadığından, davacı ile ilgisi saptanamayan dava dışı şirkete yapılan tavuk teslimatının davacının ödediği para karşılığı olmadığının görülmesi nedeniyle yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme ile verilen hükmün bozulması gerektiği-
Dava konusu faturaların, davalının ticari defterlerine kayıtlı olmasının ikrar anlamında olacağı-
Taraflar arasında, senetle ispat kuralının istisnaları arasında sayılan sıhri hısımlık ilişkisinin mevcudiyeti nedeniyle; vakıanın tanık delili ile ispatının mümkün olduğu- Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine bulunduğu ve bu yasal karinenin aksini ileri süren havalecinin, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Davalının, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını kabul edip, hukuki niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu iddia etmesi halinde gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunduğunun kabul edileceği, vasıflı ikrarın bölünememesi nedeniyle, ispat yükünün davacıda olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor