Bononun geriye ciro ile iktisabı hâlinde, senedi devralanın, devretmeden önceki durumuna (senedi elinden çıkarmadan önce içinde bulunduğu duruma) dönmekte olduğu; başka bir deyişle, senedin, düzenleyene geriye ciro edilmesi hâlinde, keşidecinin kimseye başvuramayacağı, senedin cirantalarının borçtan kurtulacağı, ancak senedi geriye ciro ile devralan kişinin bunu bir başkasına ciro ile devredebileceği- İkrarın; "görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesi" olduğu- Dava konusu bono nedeniyle keşideci aleyhine açılan ceza davasında, "tanık" sıfatıyla "davalıyı tanımadığını ve aralarında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, bonoda ciranta olarak davalının imzası bulunmasına rağmen, senedi davalıdan değil dava dışı keşideciden (sanıktan) aldığını" belirten davacının ceza davasındaki bu beyanının mahkeme önünde ikrar niteliğinde olduğu- Davacının söz konusu ikrarı ile taraflar arasında hukuki ilişkinin bulunmadığı hususu da kabul edildiğinden, davacı bonoda şeklen hamil olarak gözükse de, anılan ikrarı karşısında, ciro zincirinin kopuk olduğu ve bu hususu ikrar eden davacı hamilin davalıya başvuramayacağı-

1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, F. 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dair ...