İcra takibine dayanak senetteki imzanın davacıya ait olmadığına ilişkin açılan menfi tespit davasında, "davalı vekilinin ikrarı ile takibe konu senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığı" ortaya çıktığından, davanın kabulüne ve davalı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davalının Asliye Ceza Mahkemesi 'ndeki dosyada alacağı olduğunu beyan ettiği miktar yönünden borcun kabul edildiği; geri kalan kısım için ise mahkeme dışı ikrar bulunması sebebiyle menfi tespit davasının kabulü ile davalının kötü niyet tazminatı ödemesi gerektiği-
Ceza dosyasında sanık olan davalı şirket çalışanının aleyhine verilen ve kesinleşen bir mahkumiyet hükmü bulunmasa da, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki ifadelerinde davacıdan elden para aldığını, bu paraların yatırım hesabında görülmediğini, hisse senedi alıp satarak müşterisinin zarar etmesine neden olduğunu ikrar ettiğinden, ikrarının da değerlendirilerek, davacının uğradığı zararın takdir ve tayininin gerektiği- Davalı şirketin, çalışanının eylemlerinden TBK. mad. 116 gereği sorumlu olacağı-
Bonoya dayalı alacak istemi-
Davacı borçlunun ödeme iddiasını ispat etmesi gerektiği- Davalı alacaklının kısmi ödemeye ilişkin ikrar niteliğindeki beyanı da gözetilerek menfi tespit davasında bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) niteliğinde olup bu ikrarda kanıtlama yükümlülüğünün, ikrar eden tarafa değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) ait olduğu ve davacının, davaya konu paraların borç olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu; buna bağlı olarak, davalının ödünç ilişkisini kanıtlama yükümlülüğü bulunmadığı- Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine bulunduğu ve bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havalecinin (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Açığa imza atan kimsenin senedin anlaşmaya aykırı olduğunu yazılı delille ispat etmesi gerektiği- Davacının yazılı delil ibraz etmediği gibi yapılan soruşturmada da, "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verilerek soruşturmanın sonuçlandığı görülse de, davalının soruşturma ifadelerinde "senedi tarla satışı nedeni ile aldığını ve tapu devrinin yapıldığını" beyan ettiği, davalının bu beyanlarının resmi makamlar önünde yapılmış "mahkeme dışı ikrar" olduğu ve davalı alacaklının bu ikrarının kendisini bağlayacağı- Davalının bahsettiği tapu devrinin gerçekleşmediği tapu müdürlüğünün cevabi yazısından anlaşıldığından, bedelsiz senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı, davalının bedelsiz olduğunu bildiği senedi takibe koymakla kötüniyetil olduğu gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulü gerektiği-
Mahkemeye karşı yapılan mahkeme içi ikrar ile ceza davasındaki ikrarın geçerli olup, bağlayıcı olduğu, ikrar edenin, kural olarak ikrardan dönemeyeceği, ikrarı ile bağlı olduğu, ikrar edilen hususların çekişmeli olmaktan çıkacağı ve ikrarı yapan taraf aleyhine kesin delil teşkil edeceği-
İkrar ettiği gerekçesiyle menfi tespit davasının kısmen kabulü ile davacının icra dosyasında takibe konu borca karşılık icra takip dosyasındaki borca mukabil harici ödeme yaptığının tespiti ile takip dosyasında bu miktarda borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Taraflar arasında görülen bir başka davada, davacı-borçlunun "borcu kabule dair" beyanı bulunması halimde menfi tespit davasının reddi gerekeceği- İcra takibi sırasında davacı tarafından icra dosyasına yatırılan paranın davalıya ödenmemesi için İİK. mad. 72/3 kapsamında tedbir kararı verilmesi ve bu kararın infaz edilmesi halinde, davalı yararına İİK. mad. 72/4 uyarınca tazminata hükmedilmesi gerektiği-