Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmenin ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmadığı- Davaya konu parseller üzerinde muhdesat niteliğinde evler ve ağaçlar olduğu keşfen belirlenmiş olup davalılar vekili taşınmazlar üzerindeki muhdesatların davalılara ait olduğunu beyan ettiği, davacı vekilinin muhdesat iddiasını kabul ettiği; davalılar R.E., R.İ. ve Ş.Ö.'in muhdesat iddiasını 13.03.2012 tarihli duruşmadaki imzalı beyanları ile kabul ettiği ancak diğer davalı A.F.Ö.'in buna ilişkin beyanı alınmadığı- Arzın ve muhtesatların değerlerinin ayrı ayrı tespit edilerek muhdesatın toplam değere oranı konusunda bilirkişiden rapor alındığı, beyanı alınmayan diğer davalının muhdesata ilişkin beyanı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 
Onyedi adet taşınmazda ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin davada; mahkemece, vasiyetnamenin değerlendirilerek, vasiyet ile ilgili olarak herhangi bir iptal veya tenfiz davasının açılıp açılmadığının belirlenmesi, dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, vasiyetnamenin kesinleştiğinin anlaşılması durumunda ise, vasiyetnamenin dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığının araştırılarak sonucuna göre, vasiyetname de nazara alınarak satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmesi gerektiği-
Kesin hüküm bir dava şartı olup kamu düzenine ilişkin olduğundan, bir dava karara bağlanıp verilen hüküm kesinleştikten sonra aynı taraflar arasında, aynı konuda aynı hukuki sebebe dayanılarak yeni bir dava açılamayacağı; açılması halinde ikinci dava kesin hüküm nedeniyle esasa girilmeden dava şartı yokluğu nedeniyle reddedileceği- 
Söz konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılmış olmasına karşın, keşfe ilişkin sunulan bilirkişi raporunda 111 ada 61 nolu parsel sayılı taşınmaz yer almadığı ve bu parsel yönünden eksik inceleme yapıldığından, konuya ilişkin olarak bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 
Paydaşlığın giderilmesi davaları, paylı ve elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi mallarda ortaklar ya da paydaşlar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı ve taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardan olduğu ve bu niteliği nedeniyle sonuçta kazanan ya da kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerektiği- 
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardan olup bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahip olduğundan, davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmeyeceği- Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerektiği- Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemeyeceği, keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamayacağı- 
Mahkemece paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının karar yerinde gösterilmesi gerektiği- Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi gerekip, mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerektiği- Kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için, buna ilişkin ara kararının yasaya ve içtihatlara uygun şekilde oluşturulması, hiçbir tereddüde yer vermeyecek derecede açık olması ve kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının ilgili tarafa ihtar edilmesi gerekip, verilen kesin süreye ilişkin ara kararın bu usule uygun olmaması durumunda; mahkemece, davalılardan hak iddia edenlere muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere usulüne uygun olarak kesin süre verilmesi ve sonucuna göre hareket edilmesi gerektiği-
Yargılama sırasında kamulaştırma nedeni ile dava konusu taşınmazlardan 1499 parsel sayılı taşınmazın 3723 parsel ve 3724 parsel, 1500 parsel sayılı taşınmazın 3725 parsel ve 3726 parsel, 1718 parsel sayılı taşınmazın 3728 parsel ve 3729 parsel olarak ifraz edildiği, ifraz sonucu yol olarak tescil edilen taşınmazların halen davanın tarafları adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından, kamulaştırma işlemi dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği- 
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekip, paylı mülkiyette ise yine kural olarak borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun payının icra yoluyla satışını isteyebileceğinden İİK. mad. 121 uyarınca yetki belgesine dayanarak ortaklığın giderilmesini isteyemeceği; ancak 5403 s. K. mad. 8 hükmündeki yasal sınırlama nedeniyle parsel büyüklüğü uygun bulunmadığından borçlunun payının icra müdürlüğünce satışı mümkün olmayan, tarımsal nitelikli parsellerde alacaklının, aldığı yetki belgesine dayalı olarak taşınmazın tamamının satılması suretiyle paydaşlığın giderilmesini isteyebileceği- Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerektiği-
Muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilip, belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunup, bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirleneceği; satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinin de bu oranlar esas alınarak yapılacağı- Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerektiği- Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerektiği; satış bedeli üzerinden alınacak % 11,38 oranında nispi harcın tapu maliklerinin tapu kaydındaki ve veraset ilamındaki payları oranında alınmasına karar verilmesi gerektiği-