Veraset ilamı ile nüfus kaydı arasındaki çelişkinin giderilmesi için ilgilisine süre verilerek veraset belgesinin iptali için hasımlı dava açılması ve bu dava sonucunda alınacak mirasçılık belgesine göre taraf teşkili sağlandıktan sonra ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkin davanın görülmesi gerekeceği-
Bir davada olayları açıklamanın taraflara, hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu-
Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaşın, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebileceği- Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabileceği ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı olmadığı- Davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar (davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması) dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiasının, her türlü delille kanıtlanabileceği(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)- E.tmanın önlenmesine karar verilen taşınmazlar davalı tarafından kiraya verilerek kullanıldığından, intifadan men şartının aranmadığı- 204, 329, 424, 1859 ve 2550 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hem elatma ecrimisil istemleri bakımından inceleme yapılması; 1869, 364 ve 468 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ecrimisil isteminin kabul edilmesi gerektiği; paylı mülkiyette taşınmazın her zerresinde her paydaşın hakkı olduğu gözetilerek 1869, 364 ve 468 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacıların payı oranında elatmanın önlenmesi şeklinde hüküm kurulması gerektiği- -
Paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmayacağından, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiasının her türlü delille kanıtlanabileceği- Çekişme konusu taşınmazın kök mirasbırakanın sağlığında da davalı S. tarafından kullanıldığı, amca ve babaannesi öldükten sonra da uzun zaman tek başına kullanmaya devam ettiği, evle ilgili harcamaları karşılayabilmek için binanın 1.katını kiraya verdiği, taşınmaza zorunlu ve faydalı masraflar yaptığı, buna ilişkin kira kontratı ve belgeler sunulduğundan, davalının da kabulünde olan kiraya verilen 1. kata yönelik olarak talep edilen dönemlere ilişkin hesaplanacak ecrimisilden, davalının taşınmaza yaptığı faydalı ve zorunlu masraflar düşüldükten sonra belirlenecek bedele hükmedilmesi gerektiği- 
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu - Paydaşlığın giderilmesi davasını, paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açacağı davalar HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu; paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği - Mirası reddeden (TMK.m.605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekeceği -
Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi davasına (TMK. mad. 699; HMK. mad. 4/1-b) konu edilen paylı mülkiyete (TMK. mad. 688) tabi taşınmaz üzerindeki muhtesatın aidiyetinin tespitine karar verilmesi-
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda, borçlu ortağın alacaklısının, icra mahkemesi hakiminden İİK'nın 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabileceği, icra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda, kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekeceği-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan birinin veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açabileceği ve HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması gerektiği- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışına, bu satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlı olduğu(TMK. mad. 699)- 
5578 Sayılı Kanunla değiştirilen 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 Sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışının ve devrinin mümkün hale geldiği- Davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar paylı mülkiyet rejimine tabi de olsa alacaklının 5403 sayılı Kanununun ilgili maddeleri gereğince doğrudan pay satışı talebinde bulunamayacağından bu davayı açmakta hukuki yararı mevcut ise de 5403 sayılı Kanununun 8. maddesinde yapılan değişiklik sonucu artık alacaklının, borçlunun paylı mülkiyete konu hisselerini doğrudan haczettirerek icra takibi yoluyla satışı mümkün haline geldiğinden bu davayı açmakta hukuki yararı kalmadığı-