Borçlu-sanığın "tüzel kişi" olması halinde, davanın İİK. 345 uyarınca, sanık olarak tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişi ya da kişilerin gösterilerek, bu kişilere karşı (bu kişilerin ad ve soyadları belirtilerek) açılması gerekeceği böyle yapılmayıp "tüzel kişi yetkilileri" ya da "tüzel kişilik" hakkında şikayette bulunamayacağı, aksi taktirde mahkemece "davanın reddine" şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
İİK. 337a maddesinde düzenlenmiş suçtan dolayı İİK. 347 uyarınca üç ay (ve en geç bir yıl) içinde şikayette bulunulması gerekeceği- Şirketin adresine hacze gidildiğinde, "adresin boş olduğu"nun görülmesiyle suçun işlendiğinin öğrenilmiş olacağı–
"Ticareti terk etmek suçu"nun oluşabilmesi için, 'şirketin fiilen ticareti terk etmesi' ve 'İİK'nun 44. maddesinde belirtildiği şekilde bu durumun onbeş gün içinde ticaret siciline bildirilmemiş olması' gerektiği–
Haczi kabil malın bulunmamasının, borçlu şirketin ticareti terk ettiği anlamına gelmeyeceği-
Sanığın yetkilisi olduğu şirketin 13/8/2004 tarihli kararla tasfiye edilmesine, tasfiye memuru olarak sanığın atanmasına ve vergi dairesi müdürlüğünden alınan yazıda da 12/6/2006 tarihinden itibaren tasfiye işlemlerine başlandığının bildirilmesi karşısında, sanığın ticareti terk suçunu işleme kastının bulunmadığı-
Ticareti terk hükümlerine aykırı davranmak suçunda, son adres değişikliğinin 7/7/2004 tarihinde yapıldığı bildirilmekle, hangi adreste yapıldığı anlaşılamayan zabıta araştırmasına itibar edilemeyeceği-
Ticareti terk hükümlerine aykırılık suçundan dolayı iddianame ile dava açılmasına gerek olmayıp, icra mahkemesine verilecek dilekçe veya şifahi beyanla yargılamaya başlanacağı-