Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğunun kabul edildiği, muhdesatın tespitine ilişkin davada kabul kararı verilebilmesi için, muhdesatın davacı tarafından, kendi geliri ile kendi nam ve hesabına yaptırıldığı hususlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispatı gerekeceği-
Dava konusu yapıların ve ağaçlarının kamulaştırma alanı içiresinde kalıp kalmadığının tespiti amacıyla mahkemece muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmaz hakkında kamulaştırma ile ilgili kayıt ve belgelerle kamulaştırma haritası getirtilip taşınmaz başında uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılması, fen bilirkişi eliyle kadastro paftası ve kamulaştırma haritası ölçekleri eşitlenerek zemine uygulanması, bu yolla muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın gerçekten kamulaştırma alanı içinde kalıp kalmadığının, davacı tarafın tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bu hususları gösterir denetime elverişli rapor alınması, toplanan ve toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekeceği- E. davası açma hakkının bulunduğu hallerde bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğundan söz edilemeyeceği, hukuki yararın dava koşulu olduğu-
İşçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanan menfi tespit davalarında, dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı-
Menfi tesbit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olmadığı-
Davacı tarafça, "işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış neden kodunun -29- olarak gösterilmesinin mağduriyetine neden olacağı" iddia edilerek "işten ayrılma kodu bildirimi işleminin haksız olduğunun tespiti ve iptali" talep edilmiş ise de; dava tarihi itibarı ile herhangi bir mağduriyetin söz konusu olmadığı, buna ilişkin somut bir delil sunulmadığı gibi, somut bir vakaya da dayanılmadığı, taraflar arasındaki alacak davasında da kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti yönünden davanın kabulüne karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşıldığından, dava tarihi itibariyle eda davası yerine, tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı-
Lübnan vatandaşı olan davacının annesinin Türk vatandaşı olan davalı olduğunun tespiti istemi-
Mahkemece öncelikle, ..... parselin neresi olduğunun tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, sonrasında kamulaştırma haritalarının getirtilerek davaya konu taşınmazın kamulaştırma alanı içerisinde kalıp kalmadığının saptanması, kısmen kamulaştırma alanında kalmaktaysa tespiti istenen muhdesatların kamulaştırmadan etkilenip etkilenmediği tam olarak belirlenip, aynı krokide ayrıntılı ve denetime elverişli olacak şekilde gösterilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunduğundan söz edilemeyeceği, o halde, somut olayda; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre; tespiti istenen ve mahkemece kabulüne karar verilen, tel çitin sökülüp götürülebilecek mahiyette olması, afet evinin çevresindeki yer betonları ise tamamlayıcı ve iyileştirici mahiyette olması nedeniyle muhdesat niteliğinde olmadığı, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekeceği-
Bütünleyici parça niteliğinde olmayıp her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyaların teferruat niteliğinde olduğu, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamayacağı, iyileştirici nitelikteki giderlerden paya düşenden fazlasının ancak koşullarının varlığı halinde Borçlar Kanunu’nun 61 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile istenebileceği- Tel çit taşınmazın bütünleyici parçası, dolayısıyla muhdesat niteliğinde olmamasına rağmen, tel çitin davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, taşınmazın bütünleyici parçası niteliğindeki yapılar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen kalemler yönünden gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle yapıların bütünleyici parça olup olmadıklarının tespitiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Kamu yararı kararının alındığı ve ilan edildiği tarihin ilgili kurumlardan sorularak belirlenmesi ile, kamu yararı kararının, söz konusu hükmün yürürlüğü tarihinden önce alınıp alınmadığı hususun da gözönünde bulundurulması suretiyle, davaya konu muhdesatların, kamu yararı kararının ilanından önce mi yoksa sonra mı meydana getirildiğinin tespiti açısından delillerin toplanması, bu kapsamda ağaçlarla ilgili olarak uydu fotoğraflarının araştırılması, davacı tarafa tanık listesinde belirtmiş olduğu diğer tanıkları dinletip dinletmeyeceği hususlarının da sorularak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Eldeki haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan maddi tazminat istemli davada ileri sürülen sahtelik iddiasının, belirtilen dava sırasında ileri sürülmesinin ve incelenmesinin gerekli olduğu, davalı tarafından davacı aleyhine evvelden açılmış bir eda davasının bulunduğu, davacının anılan eda davasında ileri sürülen bir delile ilişkin olarak sahtelik iddiasında bulunmasının ve ayrı bir tespit davasına konu etmesinde hukuki yararının bulunmadığı-