Dosya içerisinde mevcut DSİ tarafından gönderilen yazı cevabında dava konusu ...... no'lu parselin HES rezervuar alanı çalışmalarından kısmen etkilendiği bildirilmesine rağmen, kamulaştırma haritası getirtilip uygulanmadığının, muhdesatların bulunduğu taşınmazın kamulaştırma sahası içinde kalıp kalmadığının belirlenmediğinin görüldüğü, o halde mahkemece, kamulaştırmaya ilişkin evraklar ve kroki de eklenerek, dava konusu muhdesatların yer aldığı taşınmazların kamulaştırmaya konu olup olmadığının belirlenmesi, fen bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve krokisindeki muhdesatlar, kamulaştırma krokisi ile çakıştırılarak, muhdesatların bulunduğu bölümün kamulaştırılıp kamulaştrılmadığının tespit edilmesi ve bu hususları gösterir teknik bilirkişiye uygulama ve denetime elverişli basit kroki düzenlettirilmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatlar ile ilgili infazda kuşku oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, bozma sonrası hükme esas alınan .............. tarihli fen bilirkişi raporu uyarınca, D ve G harfli yerlerde kalan muhdesatların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağının bulunmadığı, zira, bozma sonrası hükme esas alınan fen bilirkişi raporu ve eki kroki incelendiğinde, D ve G harfli yerlerin DSİ’nin irtifak hakkı ve kamulaştırma alanında kalmadığının tespit edildiği, bu durumda, bu bölümler kamulaştırma/irtifak alanında kalmadığından, bu bölümler yönünden muhdesatın tespiti talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece yapılacak işin, hükme esas alınan fen bilirkişi raporu ve ekinde gösterilen ve DSİ’nin irtifak/kamulaştırma alanında kaldığı belirtilen, E, H ve İ harfleri ile harman yeri niteliğindeki taşınmazda yer alan muhdesatlarda, dava tarihinden önce ya da sonra dikildiğinin tespiti açısından H harfi ile gösterilen yerde kalan ağaçların yaşları da, tereddüde mahal bırakılmayacak şekilde tespit edilerek, özellikle mülkiyet hakkının ihlali bakımından inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılarak, davalı mülkiyet sahibi Hazine'nin, davacının bu haksız kullanımına karşı suskunluk ve eylemsizliği var ise bunun davacıları meşru bir beklenti içerisine sokup sokmadığı konusunda, Mahkeme görüşünün ortaya konulması, ağaçların yaşlarına göre dava tarihinden sonra dikilenlerin tespit edilmesi, ondan sonra toplanan ve/veya toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir hüküm verilmesi olması gerekeceği- Aleyhine muhdesatın tespiti davası açılan DSİ Genel Müdürlüğü davanın açılmasına sebep olacak bir eylemde de bulunmadığından, mahkemece davalı olarak gösterilen DSİ Genel Müdürlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; davacıların tespitini istediği muhdesatların, yapıldığı veya dikildiği tarih itibariyle mera niteliğinde olan (eski 117) 159 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer aldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmaz hakkında kamulaştırma ile ilgili kayıt ve belgelerle, kamulaştırma haritasının dosya içerisinde olmadığı, sadece fen bilirkişisince kamulaştırma alanı sınırları gösterilmiş bir krokinin bulunduğu, bu durumun denetim için yeterli olmadığı, bu doğrultuda davada sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle kamulaştırma haritası ve kadastro paftasının getirtilmesi, taşınmaz başında uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılması, özel mülkiyete konu olamayacak bu gibi yerlerde meydana getirilen muhdesatlara değer verilemeyeceğinin ve bu muhdesatların tespitinin istenemeyeceğinin gözden uzak tutulmaması, yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eliyle kadastro paftası ve kamulaştırma haritası ölçekleri eşitlenerek zemine uygulanması, bu yolla muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın gerçekten kamulaştırma alanı içinde kalıp kalmadığının, davacıların tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının belirlenmesi, açıklandığı üzere bu muhdesatlara hukuken değer verilemeyeceğinin dikkate alınmasının yanında, özellikle yukarıda yazılı mülkiyet hakkının ihlali bakımından da inceleme ve araştırma yapılarak; davalı mülkiyet hakkı sahibi Hazine'nin, davacıların bu haksız kullanımına karşı suskunluk ve eylemsizliği var ise bunun davacıları meşru bir beklenti içerisine sokup sokmayacağının değerlendirilmesi; bu hususları gösterir denetime elverişli rapor alınması ve nihai olarak toplanan ve toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Muhdesatın tespiti davalarında Yargıtay'ın ve Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre muhdesatın pay gösterilmek suretiyle yapıldığından bahisle hüküm kurulması mümkün olmayıp muhdesatın tamamının davacı tarafça yapıldığı ispatlanamadığından davacının eda davası açması gerekirken tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği, ayrıca davayı kabul edenler yönünden ise ortaklığın giderilmesi davasında satış aşamasında bu kabul beyanlarının gözetilmesi gerekeceği-
"Kavşak, yol ve ortak altyapı inşaatı işine" ilişkin birim fiyatlı sözleşme hükmünün sözleşme serbestisi içinde düzenlendiği, basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlü olan davacının sözleşme şartlarını iyice değerlendirip hesaplayarak sözleşme yapmakla yükümlü olduğu, imza aşamasında da herhangi bir itirazı bulunmayan davacının işin tamamlanma aşamasında ve sözleşmenin imzalanmasından 2 yıl sonra açtığı ilgili maddenin iptaline ilişkin açtığı davanın TMK’nın 2. maddesine aykırı olduğu-
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmaz hakkında açılmış derdest ortaklığın giderilmesi davasının veya kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunmadığı, muhdesat olarak tespiti istenilen evin davalılardan .......'in borcu sebebi ile yapılan icra takibi sonucu kıymet takdiri yapılarak ............. tarihinde satıldığı, böylelikle davacı yönünden mevcut ve güncel hukuki yararın bulunmadığının kabulü gerekeceği-
Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde muhdesatın tespiti davasının görülemeyeceği, dosya kapsamında yapılan incelemede; taraflar arasında ....... Sulh Hukuk Mahkemesinin ............ Esasında kayıtlı ortaklığın giderilmesi davasının mevcut olduğunun, ancak temyize konu davanın yargılaması devam ederken .......... tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinin, anılan kararın henüz kesinleşmediğinin anlaşıldığı, o halde mahkemece, ortaklığın giderilmesi davasında verilen kararın kesinleşmesi eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kiralık kasa sözleşmesi, ekli imza örneği kartlarından anlaşılacağı üzere banka nezdinde bulunan dava konusu kasanın davacı ile mütevaffa tarafından müşterek olarak kiralandığı anlaşıldığından, mütevaffanın vefatı üzerine tensip zaptı ve bilirkişi raporu ile kasa mevcudu tespit edildiğinden, istihkak iddiası da bulunmadığından davacının tespit isteminde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığından talebin reddine karar verilmesi gerektiği-
Açılan bir tespit davasında hukuki yarar yoksa dava esastan değil, dinlenemeyeceğinden (mesmu olmadığından) dolayı reddedileceği, tespit davasını dinlenemeyeceğinden dolayı reddine dair hükmün, dava konusu hakkında maddi anlamda kesin hüküm oluşturmayacağı, aynı konuda açılacak ikinci bir dava, kesin hüküm sebebiyle reddedilmeyip, tespitte hukuki yarar görüldüğü takdirde dinlenip esastan karara bağlanacağı- Hakimin davayı aydınlatma ilkesi gereği talep açıklattırılarak, talebin mirasçılığın tespitine ilişkin olduğunun açıklanması halinde dosya kapsamında bulunan nüfus kayıtları ve mirasçılık belgelerinden davacıların mirasçılığı belli olduğundan tespit isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi, aksi takdirde davacının talebinin mirasçılık belgesi verilmesi olması halinde ise murise ait mirasçılık belgesi verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı-