Mahkemece; davacıların tespitini istediği muhdesatların, yapıldığı veya dikildiği tarih itibariyle mera niteliğinde olan (eski 117) 159 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer aldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmaz hakkında kamulaştırma ile ilgili kayıt ve belgelerle, kamulaştırma haritasının dosya içerisinde olmadığı, sadece fen bilirkişisince kamulaştırma alanı sınırları gösterilmiş bir krokinin bulunduğu, bu durumun denetim için yeterli olmadığı, bu doğrultuda davada sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle kamulaştırma haritası ve kadastro paftasının getirtilmesi, taşınmaz başında uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılması, özel mülkiyete konu olamayacak bu gibi yerlerde meydana getirilen muhdesatlara değer verilemeyeceğinin ve bu muhdesatların tespitinin istenemeyeceğinin gözden uzak tutulmaması, yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eliyle kadastro paftası ve kamulaştırma haritası ölçekleri eşitlenerek zemine uygulanması, bu yolla muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın gerçekten kamulaştırma alanı içinde kalıp kalmadığının, davacıların tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının belirlenmesi, açıklandığı üzere bu muhdesatlara hukuken değer verilemeyeceğinin dikkate alınmasının yanında, özellikle yukarıda yazılı mülkiyet hakkının ihlali bakımından da inceleme ve araştırma yapılarak; davalı mülkiyet hakkı sahibi Hazine'nin, davacıların bu haksız kullanımına karşı suskunluk ve eylemsizliği var ise bunun davacıları meşru bir beklenti içerisine sokup sokmayacağının değerlendirilmesi; bu hususları gösterir denetime elverişli rapor alınması ve nihai olarak toplanan ve toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.06.2018 tarihli ve 2016/975 Esas, 2018/436 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı ...