Davacı-borçlu şirkete satış kararının Teb. K. mad. 35 uyarınca tebliğ edildiği, davacı-borçlu AŞ tarafından verilmiş bir vekaletnamenin satış kararı ve satış gününe kadar takip veya satış dosyasına ibraz edilmediği, dolayısıyla satış tarihine kadar davacı-borçlu şirketin icra satış dosyasında vekille temsil edilmediği, bu nedenle doğrudan şirkete yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu- Satış dosyasına ibraz edilen kıymet takdiri raporuna itirazın reddine ilişkin karar örneğinde davacı-borçlu şirketin vekilinin adı bulunmasının sonucu değiştirmeyeceği, vekaletname aslının veya onanmış örneğinin her dosya için ayrı ayrı verilmesi zorunluluğunun bulunduğu- Davacı-borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebligat yapılmadığı kabul edilse dahi, davacı-borçlu şirket adına vekaletname ibraz eden vekil tarafından satış gününden önce taşınmazların satışına karar verildiği belirtilerek satışın durdurulmasının talep edildiğinden davacı-borçlu şirketin satış tarihinden haberdar olduğu- Davacı-borçlu şirket, haberdar olmadığını beyan ettiği tebligat gereğini yerine getirmek üzere işlemlere başlamış, vekili aracılığıyla açtığı davalarda satışın tedbiren durdurulmasını talep etmiş olmakla artık, vekilin de haberdar olduğu açık olan satış tarihinin tebliğ edilmediğinden bahisle tebligat yokluğuna dayanarak ihalenin feshini talep etmesi açıkça TMK’ nun 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına da aykırılık teşkil edeceği- Davacı-borçlu şirketin vekili olduğu, delil olarak bildirilen dosyalar içine verilen vekaletname örneklerinden anlaşılan avukatın açık artırmada hazır olduğu ve tutanağı imzaladığı da belirgin olduğundan, başka bir sıfatla açık artırmaya katıldığını kanıtlayamayan bu vekilin artırma ve satış sırasında hazır bulunmasının da davacı-borçlu şirketin satış günü ve ihaleden haberdar olduğunu gösterdiği- Davacı-borçlu şirketin ihale tarihinden yöntemince haberdar olduğu gözetildiğinde, yapılan ihalenin feshine dair şikayetin yasada öngörülen süreden çok sonra olduğu ve mahkemece süre nedeniyle ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Taşınmaz malikine (hissedara) satış ilanının tebliği zorunlu olup, bu tebliğin yapılmasının ihalenin feshine neden olacağı-
Satış kararında ilanın yapılacağı yerler belirtilmişse ve bu belirtilen yerlerde ilanın yapıldığına dair tutanakların dosyada bulunmaması durumunda, şikayetçi borçlunun fesih talebinin dikkate alınması gerekeceği-
İlanın yurt düzeyinde yayınlanan bir gazetede yapılması icap ederse de, ihale edilenin bedelinin çok düşük olması durumunda, taraflara fazla masraf yükletilmemesi düşünülerek satış memurluğunca "ilanın yerel gazetede yayınlanmasına" dair kararı, şikayet yoluyla kaldırılmadığına göre, bu hususun ihalenin fesih nedeni olmaması gerekeceği-
İhale konusu taşınmazın köyde bulunuyor olması halinde, mutlaka köyde de satışın ilan edilmesi gerekeceği-
Ayrı tapu senedine bağlı ve müstakil nitelikteki taşınmazların iktisadi bir zorunluluk bulunmadıkça ayrı ayrı saatlerde satılması gerekeceği; bu durumda hem satış şartnamesinde ve hem de ilanda her bir taşınmaz için, yapılacak artırmanın başlangıç ve bitiş saatlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekeceği-
İhale bedelini ödemeyerek ihalenin feshine sebep olmuş alıcının, iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumluluğunun, İİK. 133 çerçevesinde yapılacak ihale ile sınırlı olduğu, taşınmazın İİK. 133 uygulanmadan, İİK. 123 vd. göre satışa çıkarılması halinde, ihale bedelini ödememiş olan önceki alıcının sorumluluğunun sona ereceği-