Dava konusu olayda; davacı tarafından ödeme belgelerinin ibraz edildiğine ilişkin dilekçe sunulmuş, bu beyanın altında üç adet makbuz aslının kasaya alındığı mahkeme yazı işleri müdürü tarafından şerh edilmişse de davacının istirdat talebi hakkında karar verilebilmesi için uyuşmazlığa konu üç makbuzla yapıldığı iddia edilen ödemenin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerektiği-
Lehine aval verilenin borcu geçersiz olsa bile, aval verenin bu geçersizliği ileri süremeyeceği- Aval verenin "dava konusu bononun dava dışı şirkete işe girerken teminat olarak verildiğini" ileri sürerek "borçlu olmadığının tespitine" karar verilmesini kendi adına talep edemeyeceği-
Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat edilemeyeceği-
Belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürülen alacak isteminde, talep tarihi itibariyle tüketici hakem heyetlerinin zorunlu görev sınırı dâhilinde bir dava değeri gösterilmiş olması halinde, öncelikle tüketici hakem heyetine başvuruda bulunulması gerektiği- "Tüketici hakem heyetleri" ile "tüketici mahkemeleri" arasında görev ilişkisinin varlığından bahsedilemeyeceğinden, davanın görevsizlik nedeniyle değil, tüketici hakem heyetine zorunlu başvurunun sağlanmasına ilişkin "dava şartı yokluğundan reddine" karar verilmesi gerektiği- "HMK. 107 uyarınca açılmış bir davada mahkemenin görevli olup olmadığının dava dilekçesinde gösterilen miktara göre değil, yapılacak tahkikat sonucunda mahkemenin tespit edeceği değere göre belirlemesi gerektiği, bu sebeple doğrudan davanın usul yönünden reddedilmesinin hatalı olduğu, alacak miktarının yapılacak yargılama neticesinde tespit olunan değerin tüketici hakem heyetlerinin görev sınırında olduğunun anlaşılması hâlinde "dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği" şeklîndeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacı tarafın, dava konusu taşınmazın yarısının davalıdan satın aldığını, satış parasının ödediğini iddia ettiğine göre, davacı satış ve ödeme iddiasını ispatlaması gerekeceği, dava değeri HMK’nin 200/1 maddesinde belirtilen sınırın üzerinde bulunduğundan kural olarak davacı tarafın iddiasını senetle ispatlaması gerekeceği- Senette yer alan bedelin, uyarlama ve denkleştirici adalet kuralları ile YİBK kararlarının kapsamları ve TEFE-TÜFE endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlara, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanması, Yargıtay'ın denetimine elverişli bu konuda uzman bilirkişilerden, bir hesap uzmanı, bir serbest muhasebeci ya da mali müşavir ve bir bankacıdan oluşturulacak kuruldan rapor alınması ve ödenen bedelin dava tarihindeki uyarlanmış güncel değerinin tahsiline karar verilmesi gerekeceği, davacının harici satış nedeniyle davalı yana ödediği harici satış bedelinin, ................ tarihinde yapılan kısmi pay devri ve taşınmazın devredilmeyen kısımları için yapılan ödemenin iadesinin talep edildiği nazara alınmak sureti ile yukarıda açıklanan denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekmekte iken yazılı gerekçelerle taşınmazın güncel değeri üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı- HMK ‘nin 26. maddesine aykırı olarak dava dilekçesinde toplam ................. TL alacak isteminde bulunulmasına rağmen, talebin aşılarak ............... TL’nin hüküm altına alınmasının doğru olmadığı-
Belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürülen alacak isteminde, talep tarihi itibariyle tüketici hakem heyetlerinin zorunlu görev sınırı dâhilinde bir dava değeri gösterilmiş olduğundan, öncelikle tüketici hakem heyetine başvuruda bulunulması gerektiği-
Servis plakasının satışını düzenleyen protokolün yazımından ifanın ilerleyen zaman dilimi içerisinde yapılmasına tarafların muvafakat ettiği anlaşıldığından, sözleşmenin "peşin satış" şeklinde kurulduğundan söz edilemeyeceği- Sözleşmede bedelin ödendiği konusunda açık hüküm bulunmadığından, "sözleşmede belirlenen satış bedelinin ödendiğini, buna rağmen plakanın devredilmediğini" ileri süren davacının bedelin sözleşme anında ödendiğini -alacak miktarı gözetildiğinde- ancak kesin delillerle ispatlayabileceği- Davacının TBK’nın 207/2. maddesinden doğan karineden istifade edeceğinin kabul edilemeyeceği-
Taraflar arasındaki protokol çerçevesinde davacı tarafın satış bedelini ödediği yönündeki iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebileceği, bu hususta tanık dinlenemeyeceği, davacının kendi edimini yerine getirmediğinden satışa konu araç plakasının devrini ve cezai şartı talep edemeyeceği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu (HGK) önüne gelen uyuşmazlık; prime esas kazancın tespitine ilişkin eldeki davada toplanan delillerle iddianın kanıtlanıp kanıtlanmadığı-
İnanç sözleşmesinin, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabileceği- Bu yazılı delilin, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olması gerektiği- Karşı oy: Şahsi hakka dayanan ve kayınvalide - damat arasında yapılan inanç sözleşmesinin ispatı için yazılı belge şart olmayıp dava şahitler ve diğer delillerle de ispat edilebileceğinden, mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararında bir yanlışlık olmadığı-