Kira ilişkisinin varlığını ve kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfetinin davacıya ait olduğu, talep edilen yıllık kira bedeli senetle ispat sınırının üzerinde ise yazılı delille ispat yükümlülüğünün söz konusu olduğu- Davacının dayandığı  belgede sadece eşyaların davalıya teslim edildiğinin belirtildiği, eşyaların davalıya kiraya verildiğine ilişkin bir ifade bulunmadığı gibi belgenin kira sözleşmesinin unsurlarını barındırmadığı- Kira ilişkisini yazılı delille ispatlayamayan davacının itirazın iptali davasının reddi gerektiği-
Ücrete ilişkin iddianın HMK 200 ve 202 kapsamında yazılı delil ile ispat etmesinin gerekip gerekmediği ve ücret net 7.000,00 TL kabul edilerek diğer işçilik alacaklarının yanı sıra bakiye ücret alacağının tahsiline ilişkin kesinleşen işçilik alacağı davasında verilen karara istinaden yapılan ödemenin son ay prime esas kazancına dahil edilerek toplanan delillerden elde edilecek sonuca göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği- Uyuşmazlık konusu dönem itibariyle uygulanması HMK 200 ve 202 nci maddelerindeki hüküm kapsamında davacının 2017 yılı Ağustos ayından sonraki dönemde aylık ücretinin 7.000,00 TL olduğu yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği ve işçilik alacakları davasında hüküm altına alınan ve ödenen miktarların 5510 sayılı Kanun'un 80 inci maddesi uyarınca son ayın prime esas kazanca dâhil edileceği gözetilerek toplanan delillerden elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Eser sözleşmesi niteliğindeki kamu ihale sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında; hükmedilen bedel bakımından davalı ODTÜ’nün de sorumlu olduğu belirtilerek, asıl davanın kısmen kabulü ile hükmedilen bedelin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ise de davalı ODTÜ’nün TBK 66/2 kapsamında öğretim görevlisinin düzenlediği rapor üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğü ve yetkisinin bulunmadığı, davalı ODTÜ’nün raporu düzenleyecek olan kişiyle talepte bulunan PTT A.Ş. arasında sadece aracılık yaptığı, ilgilinin düzenleyeceği raporu ve rapor düzenleyecek kişinin denetimi ve gözetim yetkisi bulunmadığı, raporun düzenlenme biçimi ve içeriği hakkında talimat verme yetkisinin de bulunmadığı mahkeme tarafından görevlendirilen nitelikte bir bilirkişi olmadığı, dikkate alındığında davalı ODTÜ bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazların satışlarının muvazaalı olduğuna dair davacı iddiasının ispatlanıp ispatlanamadığı noktasında toplanan davada, taşınmazların sözleşmede gösterilen devir bedelleri ile keşif ile belirlenen değerleri arasındaki fark, taşınmazların satış sözleşmelerini şirket adına imzalayan şirket müdürü ile davalının akrabalık bağı ve taşınmazların devir bedellerinin şirket kasasına girmemiş olması anılan sözleşmelerin muvazaalı olduklarına dair iddiayı ispata yeterli olmadığı- Karşı oy yazısında şirket ile yöneticileri arasındaki ilişkinin vekâlet akdi olduğu, vekilin özen borcu altına bulunduğu, davacı iddiasının şirket müdürünün temsil yetkisinin kötüye kullanım hukuksal nedenine dayalı olduğu, müdürün sözleşmenin karşı tarafıyla el ve işbirliği içerisinde davacı şirketi zararlandırıcı işlem yapıldığı iddiası bakımından davacı şirketin üçüncü kişi konumunda olduğu, bu sebeple muvazaa iddiasının her türlü delille ispatlanabileceği hususuna dikkat çekildiği-
Bononun, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olmakla, illetten mücerret olduğu, bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmediği ve kural olarak ispat yükünün 'senedin bedelsiz olduğunu' ileri süren tarafa ait olduğu- Ancak, senede 'malen' veya 'nakden' kaydı yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekeceği, bu kayıtların aksinin savunulması senedin ta' lili (nedene, illete bağlanması) anlamına geldiği, böyle bir durumda kanıt yükümlülüğünün yer değiştireceği, senedi ta' lil eden, iddiasını kanıtlamak yükümlülüğü altına gireceği-Somut olayda; davalının 'senedin bedelsiz olmadığını, davacıyla aralarında taşeronluk sözleşmesi bulunduğunu, zikredilen bononun bu sözleşme uyarınca tahakkuk edecek hakedişlerinin karşılığı olarak düzenlendiğini' savunmuş olup, bu savunmasıyla senedin 'nakden' olan düzenleme sebebinin 'hizmet' karşılığı olarak ta'lil etmiş ve ispat külfetini üzerine almış olduğu, bu nedenle mahkemenin 'ispat külfetinin davacıda olduğuna' ilişkin gerekçesinin isabetli olmadığı-
Eser sözleşmelerinde akdi ilişkinin varlığının değere göre ispat kurallarına bağlı olduğu- Davacı yüklenici "üstlendiği işi teslim ettiğini ancak bedelinin ödenmediğini", davalı ise "taraflar arasında akit yapma iradesi bulunmadığını, resmi prosedürün tamamlanması için 100.000,00 TL bedelli sözleşmenin yapıldığını, esas sözleşmenin bedelsiz olarak düzenlendiğini, işin yüklenici tarafından yapılmadığını" ileri sürmüş olup bilirkişi incelemesi neticesinde her iki sözleşmedeki yüklenici adına atfen atılı imzaların davacı yüklenici temsilcisine ait olmadığı tespit edildiğinden, davacının ileri sürdüğü bedelli eser sözleşmenin varlığına ilişkin taraflar arasında ihtilaf oluştuğu- Taraflar arasında takibe dayanak iş bedeline ilişkin tarafların gerçek bir sözleşme yapma iradesinin bulunduğu, sözleşmenin varlığına ve eserin davacı tarafça meydana getirildiğine ilişkin ispat yükünün davacı yüklenici üzerinde olduğu ancak davacı tarafça gerçek sözleşme ilişkisi ve dolayısıyla eserin kendisi tarafından meydana getirildiği geçerli bir delille ispatlanamadığı-
İnşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebine ilişkin somut uyuşmazlıkta; eser sözleşmesine dayalı bir davada; davalının akdi ilişkiyi  inkâr etmesi  hâlinde, ispat yükü davacının üzerinde olup, sözleşmenin kurulduğunu davacının kural olarak yazılı delille veya ikrar, yemin, ticari defterler gibi diğer kesin delillerle ispatlaması gerektiği- Davacının iddiasının, sözleşmeden davalı yanın fayda sağladığı, bu nedenle davalının da iş bedelinden sorumlu olması gerektiği yönünde olduğu;  bu nedenle yazılı belge ile akdi ilişkinin varlığını kanıtlayamayan ve tanık beyanı için yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunamayan davacının, dava dilekçesinde açıkça "yemin" deliline dayanmış ise de, davalı yanın davanın dayanağı olan sözleşmeden sebepsiz zenginleştiği yönündeki iddiası yönünden yemin deliline dayanamayacağı-
Davacının davalıya verdiği avans çeklerinin bedelsiz kalması nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin somut uyuşmazlıkta; davalının, çeklerin davacı tarafından verildiğini kabul ettiği ve ilk derece mahkemesinin ... tarihli duruşmasında da davalı vekilinin “ Ticari hayatın genel kapsamı itibariyle mal verilir, ödeme daha sonra yapılır, müvekkil malı davacı tarafa vermiştir, son gelen F.bank çekleri itibariyle aynı ticaretin evraklarıdır, S. Tekstil'in sıkıntıları vardı, A. Örme'nin evraklarını kullanıyorlardı, esasında A.'ya karşı yapılan işlem karşılığında alınmıştır, davanın reddi talep olunur.” şeklinde beyanda bulunduğu, bu beyan sonrası davalı savunmasını değiştirdiği gibi mahkeme yargılamasında sonradan verdiği beyanında bağlantısız bileşik ikrar mahiyetinde olup, çeklerin mal karşılığı değil, dava dışı S. Kumaşcılık şirketinin borcu için davacı tarafından verildiği ileri sürülmekle davalının bu ikrarı bölünebileceğinden artık davalının, davacı tarafından kendisine verilen çeklerin dava dışı 3. kişinin borcu için verildiğini ispatla yükümlü olduğu- Davacının daha önce dava dışı şirkete keşide edip ciro ile davalı tarafından tahsil edilmiş çeklerin bulunması da davacının, davaya konu çekleri dava dışı şirket için verdiğini ispatlamayacağı-
Alacak davası- Malların davacıya teslim edilip edilmediği- Dava konusu ürünlerin teslimi hukuki bir işlem olup, ancak TMK 6. ve HMK. 190 ve 200 maddeleri gereği yazılı delillerle ispat edilebileceği- Borcu söndüren savunmanın davanın her aşamasında ileri sürülebileceği-
Kural olarak, kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti kiraya verene, kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise kiracıya düştüğü- Kesin delille kanıtlanmadığı takdirde ise, kiracının kabulünde olan kira bedeli esas alınması gerekeceği- Yine kiracı da kira bedelinin senetle ispat sınırının üzerinde olması durumunda, kira borcunu ödediğini kesin delille ispat etmesi gerektiği- Davacının yemin delili dahil olmak üzere dayandığı tüm deliller toplanarak, kira bedelini ispat imkanı sağlanması; aksi halde taraflar arasında yıldan yıla yenilenmek suretiyle geçerliliğini koruyan yazılı kira sözleşmesinin hükümleri değerlendirilerek, aylık kira bedeli açık ve net olarak tespit edildikten sonra davacının talep ettiği dönem yönünden mükerrerlik oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-