«Davalı alacaklının hem haczinin düştüğünü ve hem de alacağının muvazaalı olduğu»nun ileri sürülmesi halinde hem seraya hem de alacağın esasına yönelik itirazın varlığının kabulü gerekeceği—
Davacı (şikayetçi) alacaklının, «satışa konu malların kendi borçlusuna ait olduğunu (sıra cetvelinde pay ayrılan davalı alacaklının borçlusuna ait olmadığını)» ileri sürmesi halinde, bu uyuşmazlığın çözümlenmesinde icra mahkemesinin görevli olduğu-
Senede yapıştırılan damga pulundan kimin sorumlu olduğunun yargılamayı gerektirmediği (bu uyuşmazlığı çözmenin icra mahkemesinin «tetkik merciinin» görevi içinde olduğu)-
İflas tarihinden sonra vergi borçlarından dolayı konulan hacizlerden, ipotekli taşınmazı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucunda ihalede satın almış olan alıcının sorumlu olup olmayacağı konusundaki uyuşmazlığın icra mahkemesinde (tetkik merciinde) çözümleneceği-
«Davalı alacaklının (bankanın) kredi sözleşmesinden olağan alacağının daha önce ödendiğini» ileri sürülmesi halinde, uyuşmazlığın alacağın esasına yönelik sayılacağı—
Sıra cetveline itiraz dilekçesinde «başka alacaklıların hem alacağının esas ve miktarına» ve hem de «sırasına» itiraz edilmesi halinde, uyuşmazlığın mahkemede çözümlenmesi gerekeceği-
Nafaka borcunun, «alacaklının fiilen bakılmak suretiyle ödendiği» iddiasının icra mahkemesinde -her türlü delille- kanıtlanabileceği-
Amme alacağının tahsili için, İİK. hükümlerine göre amme borçlusunun iflasının istenebileceği ve iflas müdürlüğünün yaptığı işlemlere karşı icra mahkemesine şikayette bulunulabileceği–
Kefil (ya da müşterek borçlu) tarafından yapılan ödeme nedeniyle diğer kefil (veya müşterek borçlu) ya da asıl borçlu hakkında rücu amacıyla yapılan takipte doğan uyuşmazlığın icra mahkemesinde (tetkik merciinde) çözümlenemeyeceği bu konuda «itirazı kaldırılması talebinin -ya da şikayetin- reddine» karar verilmesi gerekeceği–