Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından Yasa'daki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, alacaklının ayrı ayrı takip başlatmasının yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu-
İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının ayrı ayrı takip başlatmasının yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu ve yasal düzenlemeler karşısında alacaklıların bu davranışının hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının ayrı ayrı takip başlatmasının yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu ve yasal düzenlemeler karşısında alacaklıların bu davranışının hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- "Aynı ilama dayalı birden fazla alacaklı için ayrı ayrı icra takibi yapılmasında yasaya uymayan usulsüzlük bulunmadığı" gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilemeyeceği-
İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının ayrı ayrı takip başlatmasının yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu-
Sözleşmeye bağlılık ve saygı esas olup, sözleşmeye müdahale (uyarlama) müessesesinin, istisnai, tali (ikinci derecede) ve yardımcı nitelikte olduğu- Taraflar arasındaki on yıllık sözleşmede kararlaştırılan kira bedelinin sözleşme süresinin dördüncü yılında günün koşullarına uygun hale getirilmesi isteminden ibaret davada davacının uyarlama isteminde bulunmuş olduğu ve uyarlama davalarına özgü temel kurallar gözetilmeksizin, salt kira parasının tesbitine ilişkin davalarda izlenen yöntemlerle, örneğin sadece taşınmazın cinsi, yüzölçümü, bulunduğu mevki, emsal taşınmazların kira bedelleri gibi verilerle intibak boşluğu doldurulup, sözleşmenin düzeltilmesinin mümkün olmadığı; mahkemece; yerinde uygulama yapılıp, uzman bilirkişiler düşüncesinden de yararlanmak suretiyle, kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgede kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticari gelişmeler gibi değişiklikler, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar araştırılıp değerlendirilerek, sonuçta işlem temelinin çöktüğü, sözleşmedeki çıkar dengesinin katlanılamayacak derecede davacı aleyhine bozulduğunun benimsenmesi halinde, kiracının ne miktar kira parasından sorumlu olacağının belirlenmesi, böylece sözleşmedeki kira parasının tarafların amacına uygun objektif iyiniyet, hak ve nesafet kurallarının elverdiği ölçü ve düzeyde uyarlanması, aksi halde ise davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Katılma payı alacağı istemine ilişkin davada, mahkemece verilen davanın kabulü yönündeki ilk kararın, Özel Dairece bir yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine yerel mahkemece bozma ilamına uyulmakla davalı yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olup, bu aşamadan sonra yerel mahkemenin bozma ilamına uyarak davanın reddine dair verdiği kararın Özel Dairece, usulü kazanılmış hakka aykırı olarak önceki bozma ilamının aksine uyuşmazlığa 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekeceği-
Sözleşmenin yeni durumlara uyarlanması yapılırken önce sözleşmede, daha sonra kanunda, bu hususta intibak (uyarlama) hükümlerinin bulunup bulunmadığına bakılacağı, sözleşmedeki intibak kaydına rağmen edimler arasında aşırı bir oransızlık çıkmışsa uyarlamanın yine yapılacağı, değişen durumların, sözleşmede kendiliğinden bulunan sözleşme adaletini bozması halinde, taraflar bu haller için bir tedbir almadıklarından, sözleşmede bir boşluğun oluşacağı, bu boşluğun, Türk Medeni Kanunu'nun 1. maddesi gereğince sözleşmenin anlamına ve taraf iradelerine önem verilerek yorum ile ve dürüstlük kuralına uygun olarak doldurulacağı, bu yönteme "o sözleşmenin yorum yoluyla düzeltilmesi veya değişen hal ve şartlara uyarlanması" denildiği-
Başka bir erkekle doğal soy bağı bulunan çocuğun, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamayacağı, keza bu çocuğun evlat edinilmesi, evlat edinenle çocuk arasında yapay soy bağının kurulmasına dayanak teşkil ettiği halde, çocuğun gerçek anne ve babasıyla olan doğal soy bağını ortadan kaldırmadığı- Evlat edinmeyle ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçerse de, çocuğun genetik ana ve babası arasında var olan soy bağı ilişkisi sona ermediğinden, genetik ana ve babanın çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkının devam edeceği- Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığının devam edebilmesinin doğal soy bağı ilişkisinin kurulmasıyla mümkün olduğu-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu ve bu durumun hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
Tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartların daha sonra önemli surette, adaletsizliğe yol açan olayların gerçekleşmesi ile değişmişse, tarafların artık o akitle bağlı tutulamayacakları ve değişen bu koşullar karşısında TMK. 2’den yararlanılarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesinin gerekeceği- Uyarlama yapılmasına kanaat edilince, sözleşmedeki intibak boşluğunun, hak ve nesafet, doğruluk, dürüstlük kuralları ışığında yasa boşluğunda olduğu gibi TMK. 1’deki yetki kullanılarak hakim tarafından doldurulması gerekeceği-Kira bedelinin uyarlamasına ilişkin davasında uygulanması gereken kuralların, tek tek ortaya konulması ve konularında uzman üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından uyarlama için öngörülen kuralların gerçekleşip gerçekleşmediğinin tüm veriler dikkate alınarak incelenmesi, sözleşmede belirtilen kiralanan taşınmazın aylık net kira bedelinin sözleşmenin imzalandığı tarih ile dava tarihi arasındaki değişimleri tespit edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-