Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, Isparta 2. İcra Dairesinin 2017/5119 esas sayılı dosyasından düzenlenen 28/09/2017 tarihli ödeme emrinde asıl alacağın 73.231,84 Türk lirası (senet bedeli), toplam alacağın ise işlemiş faiz, çek tazminatı ve komisyon bedeli ile birlikte 73.892,04 Türk lirası olarak belirtilmesine karşın, 04/04/2018 tarihli taahhütnamede asıl alacak miktarı 63.370,89 Türk lirası olarak belirtilmek suretiyle çelişki oluşturulduğu, ayrıca anılan taahhütnamede işlemiş faiz miktarı 18.964,41 Türk lirası olarak belirtilmiş ve son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz 22.206,90 Türk olarak gösterilmiş ise de; anılan faizin hangi dönemleri kapsadığının net olarak belirtilmediği, bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı-
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki hükmü karşısında, itirazın kabulü ile itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerekeceği-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 04/04/2018 tarihli taahhütnamede işlemiş faiz olarak 4.269,60 Türk lirası, taksit süresinde işleyecek faiz olarak da 3.252,22 Türk lirası faiz belirtilmiş ise de, işleyen faizin takip öncesi mi takip sonrası mı veya her iki döneme mi ait olduğu hususunda netlik bulunmadığı gibi işleyecek faiz yönünden de başlangıç tarihinin ödeme taahhüt tarihi mi ilk taksit tarihi mi olduğu konusunda da açıklık bulunmaması nedenleriyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı ve beraatine karar verilmesi gerekeceği-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 21/06/2017 tarihli taahhütnamede takip sonrası işlemiş faiz olarak 2.459,18 Türk lirası, yine taahhüt tarihine kadar işlemiş faiz olarak 2.661,07 Türk lirası gösterilmiş ise de, bu iki faizin aynı dönemleri kapsayacak şekilde belirtilmesi, taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faizin gösterilmediği gibi, alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle taahhüt tutanağında belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, 19/09/2017 tarihli taahhütnamede toplam faiz olarak 1.514,17 Türk lirası gösterildiği ancak bu faizin takip tarihinden taahhüt tarihine kadar işlemiş faiz veya taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı hususunda açıklık bulunmadığı, işlemiş ve işleyecek faiz miktarlarının ayrı ayrı hesaplanarak gösterilmediği gibi alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğu ayrıca borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil ve başvuru harçlarının da taahhüt tutanağında gösterilmediğinden taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme şartını ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, 15/08/2018 tarihli taahhütnamede taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz miktarı için "son taahhüt tarihine kadar işleyecek faiz" şeklinde yazılmak suretiyle yazım hatası yapıldığı, taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz miktarı kısmı boş bırakılarak hesaplanmadığı, bu konuda herhangi bir açıklık olmadığı gibi, alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi sebebiyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekeceği-
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki hükmü karşısında, itirazın kabulü ile itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerekeceği-
Ayrı ayrı bonolara konu borcun bir bütün olarak tarafları aynı olan tek bir borç olarak değerlendirilmesi gerektiği, kaldı ki ... 1. İcra Ceza Mahkemesinin 18/03/2019 tarihli ve ... esas, 2019/374 ve ... 2. İcra Ceza Mahkemesinin 24/04/2019 tarihli ve ... esas, 2019/510 sayılı kararlarına ilişkin ilgili icra takip dosyasının aynı olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/09/2009 tarihli ve 2009/16-188 esas, 2009/205 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, aynı borç ilişkisi nedeniyle toplam tazyik hapsi miktarının 3 ayı geçemeyeceği düzenlemesi karşısında, sanığın her bir takip için ayrı ayrı 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilemeyeceği-
Aynı borç ilişkisi nedeniyle -ödeme şartını ihlâl suçundan- sanık hakkında tekrar 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilemeyeceği-
Borcun taksitler hâlinde ödenmesinin taahhüt edilmesi hâlinde, ilk taksitin ödenmemesi ile taahhüdü ihlâl suçu oluşacağı ve borçlunun 3 aya kadar hapsen tazyikine karar verileceği- Hapsen tazyik yaptırımında amaç, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak olduğundan, alt sınırdan belli bir ceza belirlenmesi gerekmemekte olduğu, yükümlülük yerine getirilene kadar ve en çok 3 ay süreyle kişinin yükümlülüğüne uygun davranması için zorlanmasının söz konusu olacağı-. Ceza Genel Kurulunun 30.01.2007 gün ve 16-12 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilk taksitin ödenmemesi üzerine, borçlunun hapsen tazyik ile cezalandırılmasından sonra, bu cezanın infazı sırasında söz konusu taksiti ödemesi hâlinde tahliye edileceği, ancak sonraki taksiti ödememesi hâlinde eylemin yeniden yaptırımı gerektireceği- Ancak, ilk taksitin ödenmemesi üzerine 3 aya kadar hapsen tazyik kararının tamamının infazı hâlinde takip eden taksitlerin ödenmemesi durumunda artık borçlunun cezalandırılması olanağı kalmayacağı- Bir başka anlatımla, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle maddede öngörülen cezanın tamamının infazı hâlinde, yaptırım uygulama olanağı kalmadığından, diğer taksitlerin ödenmemesinin ayrıca bir taahhüdü ihlâl kabahatini oluşturmayacağı- Görüldüğü gibi, borçlunun, aynı borçtan dolayı ve her bir taksit için ayrı ayrı olmak üzere toplam 6 aya kadar hapsen tazyikine karar verilmiş olup, bu uygulamanın yasaya aykırı olduğu-