Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 13/08/2018 tarihinde alınan taahhütnamede yabancı para birimi üzerinden olan borç için alacaklının alacağını hangi tarihteki kur üzerinden talep ettiğinin gösterilmediği gibi, 110.000 Usd olan asıl alacağa ilişkin işlemiş faizin 1.309,59 Usd olarak gösterilmesine rağmen taahhüt tarihi olarak gösterilen 13/08/2018 tarihi ile borcun ödeme tarihi olarak gösterilen 21/11/2018 tarihi arasındaki işleyecek faizin gösterilmemiş olması, alacaklının bu işleyecek faiz alacağından feragat ettiğine dair bir beyanın da bulunmadığı nedenleriyle taahhütte belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı-
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki hükmü karşısında, itirazın kabulü ile itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerekeceği-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, 19/09/2017 tarihli taahhütnamede toplam faiz olarak 1.514,17 Türk lirası gösterildiği ancak bu faizin takip tarihinden taahhüt tarihine kadar işlemiş faiz veya taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı hususunda açıklık bulunmadığı, işlemiş ve işleyecek faiz miktarlarının ayrı ayrı hesaplanarak gösterilmediği gibi alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğu ayrıca borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil ve başvuru harçlarının da taahhüt tutanağında gösterilmediğinden taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamına göre, ... 15. İcra Müdürlüğünün 2018/16787 sayılı dosyası üzerinden düzenlenen 28/03/2019 tarihli taahhüt tutanağının, alacaklı ve alacaklı vekilinin yokluğunda borçlu tarafından imzalanmasına karşın, taahhüdün alacaklı vekilinin 03/04/2019 tarihli taahhüdü kabul muhtırasının 08/04/2019 tarihli tebligat mazbatasında “isim vermeyen komşusu” imzadan da imtina ettiği belirtilerek tebliğ edildiği, Tebligat Kanununun 20 ve 6099 sayılı Kanunla değişik 21, 23 ve özellikle bu Kanunun uygulanmasına dair Yönetmeliğin 30. maddesi uyarınca; adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerektiği, gösterilen koşulun geçerlilik koşulu olduğu, anılan kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca beyanda bulunan ilgilinin imzadan imtina hakkı bulunmakta ise de isimden imtina hakkının bulunmadığı nazara alındığında, taahhüdü kabul muhtırasının tebliğinin geçersiz olduğu ve ilk taksitin ödeneceği 24/04/2019 tarihinden evvel taahhüdü kabul muhtırasının borçluya tebliğ edilmediği cihetle taahhüdün geçerli olmadığı gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı şekilde tazyik hapsine karar verilmesinde isabet görülmediği-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, Isparta 2. İcra Dairesinin 2017/5119 esas sayılı dosyasından düzenlenen 28/09/2017 tarihli ödeme emrinde asıl alacağın 73.231,84 Türk lirası (senet bedeli), toplam alacağın ise işlemiş faiz, çek tazminatı ve komisyon bedeli ile birlikte 73.892,04 Türk lirası olarak belirtilmesine karşın, 04/04/2018 tarihli taahhütnamede asıl alacak miktarı 63.370,89 Türk lirası olarak belirtilmek suretiyle çelişki oluşturulduğu, ayrıca anılan taahhütnamede işlemiş faiz miktarı 18.964,41 Türk lirası olarak belirtilmiş ve son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz 22.206,90 Türk olarak gösterilmiş ise de; anılan faizin hangi dönemleri kapsadığının net olarak belirtilmediği, bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı-
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki hükmü karşısında, itirazın kabulü ile itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerekeceği-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 04/04/2018 tarihli taahhütnamede işlemiş faiz olarak 4.269,60 Türk lirası, taksit süresinde işleyecek faiz olarak da 3.252,22 Türk lirası faiz belirtilmiş ise de, işleyen faizin takip öncesi mi takip sonrası mı veya her iki döneme mi ait olduğu hususunda netlik bulunmadığı gibi işleyecek faiz yönünden de başlangıç tarihinin ödeme taahhüt tarihi mi ilk taksit tarihi mi olduğu konusunda da açıklık bulunmaması nedenleriyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı ve beraatine karar verilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamına göre, borçlu sanık hakkında Konya 9. İcra Müdürlüğünün 2019/6028 esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibi kapsamında, borçlu sanıktan alınan 03/07/2019 tarihli ödeme taahhüdünde, 10.000,00 Türk lirası bedelli 1. taksidin ödemesinin 20/07/2020 tarihinde, aynı bedelli 2. taksidin ödemesinin 20/08/2020 tarihinde ve 28.892,19 Türk lirası bedelli 3. taksidin ödemesinin ise 20/09/2020 tarihinde yapılacağının taahhüt edildiği nazara alındığında, henüz ilk taksidin ödeme tarihi gelmediğinden ödeme şartının ihlal edilmesinin de söz konusu olmayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet bulunmadığı-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 21/06/2017 tarihli taahhütnamede takip sonrası işlemiş faiz olarak 2.459,18 Türk lirası, yine taahhüt tarihine kadar işlemiş faiz olarak 2.661,07 Türk lirası gösterilmiş ise de, bu iki faizin aynı dönemleri kapsayacak şekilde belirtilmesi, taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faizin gösterilmediği gibi, alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle taahhüt tutanağında belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı-
Aynı borç ilişkisi sebebiyle sanığın hem kendi adına hem de şirket yetkilisi sıfatıyla iki kez ödeme şartını ihlal nedeniyle cezalandırılamayacağı-