Takip dosyasında mevcut 20/04/2021 tarihli taahhüt tutanağında takip sonrası faiz olarak 24.153,75 Türk lirası belirtilmiş ise de, bu faizin hangi dönemleri kapsadığı- İcra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş veya taahhüt tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklık olmadığı gibi, alacaklının ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı- Taahhüdün geçerli olmaması karşısında, suçun unsurlarının oluşmadığı-
İcra Ceza Mahkemesinin 23.05.2022 tarihli ve .... değişik iş sayılı kararıyla 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiğinin ve sanığın işbu cezayı 21.12.2022 ile 21.03.2023 tarihleri arasında infaz ettiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında aynı taahhüdün bu defa 15.03.2023 tarihli taksidini ödemediğinden bahisle yapılan şikâyet nedeniyle aynı borç dolayısıyla 3 aya kadar hapsen tazyikine karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, daha önceden sanık hakkında 3 aya kadar hapsen tazyik kararı verilmesi sebebiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği-
Borçlu tarafından alacaklı ve alacaklı vekilinin yokluğunda, 15/06/2023 tarihinde imzalanan taahhüt tutanağına yönelik alacaklı vekilinin Uyap sistemi üzerinden kabul beyanında bulunduğu- Taahhüt tutanağına göre ilk taksit tarihinin 15/07/2023 tarihi olduğu, kabul muhtırasının borçluya 28/07/2023 tarihinde tebliğ edildiği, bu kapsamda alacaklı vekili tarafından sunulan kabul muhtırasının ilk taksit tarihinden önce borçluya tebliğ edilmemiş olması karşısında taahhüdün geçerli olmadığı cihetle, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği
Sanık hakkında aynı ödeme taahhüdü nedeniyle yapılan ikinci şikâyet nedeniyle mahkemesince önceden verilen tazyik hapsi kararının tamamının infaz edildiğinin anlaşıldığı-
Borçlunun suçtan 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın kesinleşmesini müteakip infaza başlandığı ve infazın tamamlanarak 09.09.2018 tarihinde tahliye edildiği nazara alındığında sanık hakkında borçlunun ödeme şartını ihlâli eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsinin kaldırılmasına karar verileceği-
Sanık hakkında aynı ödeme taahhüdü nedeniyle yapılan ikinci şikâyet nedeniyle Mahkemesince önceden verilen tazyik hapsi kararının tamamının infaz edildiği gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücretinin, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesinin gerektiği-
Sanık hakkında aynı icra dosyası kapsamında verilen 29.04.2021 tarihli taahhütnamedeki ödenmeyen 30.06.2021 tarihli taksite ilişkin olarak yapılan ayrı bir şikayet üzerine İcra Ceza Mahkemesinin 06.10.2021 tarihli ve ... Esas, ... sayılı kararı ile 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince yeniden mükerrer olarak 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediği-
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki düzenleme karşısında, merciince boçluya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve nafaka ödeme yükümlülüğü olduğunu bildiği gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, mercii tarafından itirazın kabulü ile birlikte itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bursa 10. İcra Ceza Mahkemesinin 20/10/2023 tarihli ve 2023/28 değişik iş sayılı kararının, CMK’nın 309/4-a. maddesi uyarınca BOZULMASINA karar verilmesi gerekeceği-
