Ayırt etme gücününün tespiti için en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınmasını gerektiği- Mirasbırakanın vekâlet işlem tarihi ve satış gününde tasarruf ehliyetinin bulunmadığının (ehliyetsizliğinin) saptanması halinde, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescil isteğine ilişkin davanın kabul edilmesi gerektiği-
İcra kefilinin icra kefaleti tarihi itibariyle medeni hakları kullanma (fiil) ehliyeti bulunup bulunmadığının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, davalının ülkemizde tam ehliyetli kişilerin dahi her zaman yararlanma olanağı bulamadıkları banka kredi kartından yararlanmış ve bu suretle bir menfaat elde etmiş olduğu, davacı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen davalının, borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınmasının hakkın kötüye kullanılmasının tipik bir örneği olduğu, öte yandan, B.K.nun 61-66.maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre hacir altındaki kişinin karşı tarafın aleyhine olacak şekilde kendi mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme oranında sorumlu olacağının kuşkusuz olduğu, zira, sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun doğması bakımından fiil ehliyetinden yoksun olmanın sonuca etkili olduğu-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması ve ehliyesizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Rapor içeriğine göre borçlunun, emekli maaşı üzerine haciz konulmasına muvafakat verdiği tarih itibariyle hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı anlaşılamadığından, mahkemece, borçlunun, emekli maaşından kesintiye muvafakat ettiği tarihte hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin tespitin yapılması amacıyla, borçlu vasisine; borçluya ait doktor, hastane ve benzeri sağlık kuruluşları ile ilgili diğer belgeleri sunması için süre verilmesi, Üniversite Araştırma ve Uygulama Hastanesi Raporu ile varsa bu rapora dayanak teşkil edecek belgeler getirtilerek dosyanın kül halinde tam teşekküllü bir hastaneye veya Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek, borçlunun hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınması ile tespit edilecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Murisin vefatından evvel takibe itiraz etmediği, takibin kesinleştiği, mirasçıların da murise yapılan tebligatlara dair süresinde şikayetlerinin olmadığı anlaşıldığından, mahkemece imzaya itiraza ilişkin başvurunun reddi gerekirken, takip konusu bonoda ıslak imza olmadığından senedin kambiyo vasfında olmadığı gerekçesi ile takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- Fiil ehliyetinin mahkemece re'sen dikkate alınmasının zorunlu olduğu ve taraflarca da süresiz şikayet konusu yapılabileceği- Borçlunun vefatı ile mirasçısının, "senedin düzenlendiği tarihten evvel dahi borçlunun ehliyetsiz olduğunu" belirterek "takibin iptalini" talep ettiği görüldüğünden, mahkemece, keşideci murisin bononun tanzim tarihi itibariyle fiil ehliyetine engel bir akıl hastalığının olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Tam ehliyetsiz kişilerin hukuki işlemlerinin hükümsüz olduğu- Herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu- Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumadığı- Vesayet altındaki kişinin fiil ehliyetine haiz olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış olması halinde onun bu yüzden uğradığı zarardan sorumlu olacağı- Kendisini ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapan ve bu suretle karşı tarafı zarara uğratan ehliyetsiz kişinin bu zarardan sorumlu olacağı-
Kendisini ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapan ve bu suretle karşı tarafı zarara uğratan ehliyetsiz kişinin bu zarardan sorumlu olacağı- Davacının hisse senedi alım satım işlemlerini yaparken tam ehliyetli biri gibi davrandığından, zarar ettiğinde tazminini bankadan istemesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu-
Şikayet tarihinden önceki bir tarihte mahkeme kararı ile borçlunun kısıtlanmasına karar verildiği görüldüğünden şikayetin incelenebilmesi için TMK. mad. 403 ve devamı uyarınca önce vasinin icazetinin bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği, icazetinin bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK. mad. 462/8 'e göre, izin alması için vasiye yeterli süre verilip bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiği, vesayet makamınca izin verilmesi halinde işin esasının incelenmesi gerektiği-
Takip borçlusunun 22.05.2010 tarihinden itibaren medeni hakları kullanma ehliyeti bulunmadığından ve bu tarihten sonra takip dosyasında borçlu hakkında yapılan işlemler geçersiz olduğundan, 08.07.2014 tarihinde yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-