Takip talebinin (7) nolu bendinde “....kira tutarındaki alacağın tahsili” talebinin, (9) nolu bendinde ise “haciz” talebinin yazıldığı, takip talebinde yer alan “tahliye adresindeki taşınmazdan kaynaklanan” ifadesinin muğlak olduğu, tahliye iradesini yansıtmadığı, takip talebinin (9) nolu bendinde ise tahliye talebi yer almayıp, sadece haciz talebi bulunduğu gözetildiğinde, alacaklı tarafından düzenlenen takip talebinde tahliye isteği bulunmadığından, icra dairesince borçluya gönderilen ödeme emrinde tahliye ihtarının bulunması alacaklıya tahliye açısından bir hak vermeyeceği-
Alacaklının kira tespit davası açmak üzere borçluya gönderdiği ihtarnamedeki “ödenmekte olan” tabirinin aylık kira bedelinin "1.250TL" olduğunun kabul edildiği anlamına gelmeyeceği- Söz konusu ihtarnamenin, aylık kiraya itirazın ispatı için İİK. 269/c'de yazılı olan belgeler niteliğinde olmadığı- İhtarnamede takip talebinde istenen kira farklarına ilişkin kira döneminden sonraki kira dönemi için aylık kiranın "10.000TL+kira stopajı" olarak ödenmesi, aksi takdirde kira bedelinin artırılması için dava açılacağının ihtar edilmesinden, aylık kira bedelinin 1250TL olduğu anlamının da çıkarılamayacağı- Borçlunun örnek 13 ödeme emrine karşı 7 gün içinde icra dairesine kira akdi dışında aylık kiranın 1.250TL olduğu ve bu miktarda ödeme yaptığı için borcu olmadığı itirazında bulunduğu, 30 günlük ödeme süresi içinde icra dairesine bir ödeme yapmadığı ve İİK. 269/c 'deki belgelerle itirazını ispatlayamadığı anlaşıldığından, kira sözleşmesindeki artırım oranına uygun kira borcunu ödemeyen borçlu temerrüde düştüğünden mahkemece itirazın kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesi gerektiği- "Borçlu tarafından İİK’nın 269/c maddesinde düzenlenen kira borcunun sair bir sebeple istenemeyeceği hükmüne göre, noter ihtarnamesi ile aylık kira bedelinin 1.250TL olduğu ispatlandığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiraya verenler tarafından açılması gerektiği, kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğu sağlanması ve elbirliği mülkiyetine konu teşkil ediyorsa tüm ortaklar davaya katılmalı ve dava hakkına ilişkin bu hususlar mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerektiği, dosya arasında bulunan tapu kaydına göre taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, mahkemece kayıt malikinin dava hakkı olduğu gözetilerek inceleme yapılıp takip tarihi itibariyle davalının borçlu olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tahliye kararı verilebilmesi ve kira akdinin feshedilebilmesi için kira parasının veya yan giderlerin muaccel olması, kira parası ve yan giderlerin yasal sürede ödenmemiş bulunması ve ihtarname ile verilen sürede de ödenmemesi gerekse de somut uyuşmazlıkta temerrüde düşüren ihtarname bulunmamasına rağmen tahliyeye karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dava konusu taşınmaz miras bırakandan intikal etmiş olup, davacının dışında başka mirasçıların bulunmadığı anlaşıldığından, davacının tek başına tahliye davası açma hakkının bulunduğu- Davalı kiracının takibe konu kira bedellerinin ödendiğini İİK'nin 269/c maddesi gereğince noterlikçe resen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecbur olduğu-
Davaya konu taşınmaza ait tapu kaydı dosya kapsamına alınarak, taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğunun tespiti halinde, mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan davaya tüm mirasçılar tarafından devam edilmesi gerektiğinden, mirasçının davaya muvafakatının sağlanması olmadığı takdirde davacı mirasçılara terekeye temsilci tayini için süre verilerek tereke temsilcisi ile davanın görülmesi, bu durumda mümkün olmaması halinde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği, taşınmazın paylı mülkiyete tabi bulunduğunun tespiti halinde ise, davacı paydaşların kira bedelinden payına düşen kısmın tahsili için icra takibi yapabilecekleri hususu göz önünde bulundurularak, davaya dahil olan mirasçıların payı oranında itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
İtiraz ve ödeme sürelerini (İİK'nin 269/1, TBK. mad. 315) belirtmeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağı ve böyle bir ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemi- Mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan takibin mirasçılar tarafından birlikte başlatılması ve davanın da birlikte açılması gerektiği- Davadaki eksikliğin giderilmesi mümkün ise de, takip talepnamesindeki ve ödeme emrindeki bu eksikliğin sonradan giderilmesinin mümkün olmadığı-
Mahkemece kira bedellerinin ödendiği banka hesap özeti dosya arasına alındıktan sonra takibe konu döneme ilişkin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal ödeme süresi içerisinde yapılan ödeme olup olmadığı bilirkişi incelemesi ile değerlendirilmesi gerektiği- Mahkemece, TTK.'da açıklanan hususlar kendiliğinden göz önünde bulundurularak ve bu hususların tespiti için gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle davalının tacir olup olmadığı hususu araştırılıp, davalının tacir olması durumunda sözleşmedeki faiz şartının geçerli olacağı gözetilerek faiz alacağının buna göre hesaplanması gerektiği-
İstenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekli olduğu- Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gün olduğu- Akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetemeyeceği, ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerekli olduğu- Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemeyeceği- Bu itibarla davalıdan depozito bedeli ile kesin teminat tutarı istenemeyeceği- Kira alacağının ödenmesi için davalı kiracıya yapılan ihtarın, ihtar öncesi doğan faiz alacağından vazgeçildiği anlamına gelmeyeceği- Kira bedellerinin ödeme günü belli ve muayyen olduğuna göre bu durumda vade tarihinden itibaren kira alacağına faiz uygulanması gerektiği-