Araca ait alım ve satım belgeleri ile araç için kullanılan krediye ilişkin belgeler getirtilerek 30.05.2005 tarihinde elden çıkarılan araca ilişkin davalının kalan kredi borcuna karşılık olarak aracı devrettiği iddiası üzerinde durulması ve aracın devredildiği 30.05.2005 tarihindeki sürüm değeri (TMK. m. 232, 235/2. fıkra) hesaplamaya esas alınması, edinilmiş malın borcu (pasifi) olan devir tarihinden sonraya kalan kredi borcu sürüm değerinden düşürülmesi ve ortaya çıkacak miktar üzerinden katılma alacağı belirlenmesi (TMK. m. 236/1.fıkra) ve belirlenecek toplam katılma alacağına karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak, yanlar arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının boşanma dava tarihi itibariyle doğacağı; ancak, bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesinin zorunlu olması gerekeceği-
Evlendikten sonra dava konusu bağımsız bölüm satın alınarak tescil edilmesiyle, taraflar arasında her birinin katkıları göz önünde bulundurularak serbest iradeleriyle paylaşımın yapıldığı ve paylaşıma uygun olarak yarı pay şeklinde tescil edildiği; davalı eşe düşen yarı paya tescilden sonra davacı tarafça katkıda bulunulduğunun ileri sürülüp kanıtlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
14.12.1976 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 03.10.2006 tarihinde sona ermiş olup, 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK'nun m. 118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılması gerekeceği-
Taşınmazın tamamının davacıya ait olduğunun kabul edilmesinde dahi tarafların serbest iradesi ile taşınmazın taraflar adına 1/2 paylı olarak tescil edilmesi sebebiyle davacının değer artış payı alacağı isteğinde bulunma imkanı olmadığı- Taşınmaz bakımından tarafların eşit katkıları da kabul edildiğinde, paylı mülkiyetteki paylar eşit bulunduğundan ve eşlerin birbirlerinden olan katılma alacağı istekleri TMK'nun 236. maddesi gereği takas edileceğinden, yine alacak hakkı doğmayacağı-
Taraf gelirleri net olarak tesbit edilememekle birlikte her iki tarafın da Almanya’da çalışarak gelir elde etmeleri, erkeğin gelirinin davacıdan daha fazla olabilirse de eşlerin toplum içerisindeki statüleri ve konumları göz önünde bulundurularak her birinin ayrı ayrı kişisel harcamaları, 743 sayılı TKM'nin 152. davalı kocanın evin infak ve iaşesinden sorumlu olması birlikte gözetildiğinde davacının taşınmazın edinilmesindeki katkı oranının % 50 olarak kabulü gerekeceği-
Katılma alacağı yasadan kaynaklanmakta olup, bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekeceği-
Dava, mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmazlar yönünden 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca katkı payı alacağı, 17 nolu bağımsız bölüm ile banka mevduatı yönünden ise; 4721 sayılı TMK'nun 202 ve devamı maddeleri uyarınca değer artış payı ve katılma alacağına ilişkin olup, dava konusu dövizin edinilmiş mal niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi, davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağının usulüne uygun olarak tespit edilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık konusu taşınmaz 01.01.2002 tarihinden önce edinildiği için, davacının katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için, taşınmazların edinilmesinde maddi katkı sağlamasının zorunlu olduğu-
TMK'nun 236/2. maddesindeki düzenlenen eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına iişkin hüküm edinilmiş mallara katılma rejimine özgü artık değere katılma alacağına ilişkin olduğu gibi; bu maddenin uygulanabilmesi için evliliği sona erdiren boşanma kararının "zina (TMK m. 161)" veya "hayata kast (TMK 162)" sebebine dayalı olarak verilmiş olması gerekeceği-