Katılma alacağı isteklerinde, mülkiyet hakkı istenilemeyecek olup, davacının ancak şahsi hak niteliğindeki para alacağını isteyebileceği-
Eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ve bu katkısı oranında değer artış payı alacağı bulunmasına rağmen, 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas 1953/7 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca katkı alacağı ve katılma alacağı isteklerinde mülkiyet hakkı istenilemeyecek olup, davacının ancak şahsi hak niteliğindeki para alacağını isteyebileceği-
Katılma alacağı ve terekeden kaynaklanan haklar arasındaki farklılıklar olduğundan, katılma rejiminin tasfiyesi ile terekenin tasfiyesinin birlikte yapılamayacağı-
Ölümle vekâlet ilişkisi son bulduğu halde, davacının mirasçılarından vekâletname alınmadan veya mirasçıları davaya dâhil edilmeksizin, davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
Kıdem ve ihbar tazminatının dairece edinilmiş mal sayıldığı-
Katkı payı alacağı ya da katılma alacağı davalarında davacının ayın (mülkiyet) isteme olanağı bulunmayıp, hakkının şahsi alacak niteliğinde bulunan katkı payı alacağı ya da katılma alacağı isteğine ilişkin olacağı-
Gerek katkı payı alacağı ve gerekse katılma alacağı isteklerinde kural olarak ayin (mülkiyet) hakkının istenemeyeceği-
Dava konusu taşınmazların, edinilmiş mal kabul edilmesi gerektiğinden, TMK'nun 202, 219, 229, 231, 232, 235/2 ve 236/1. maddeleri gereğince davacının katılma alacağının hesaplanması davaya konu iki taşınmazın tasfiye tarihine en yakın tarihteki değeri belirlenmek suretiyle davacının katkı payı ve katılma alacağının belirlenmesinin gerekeceği-
Mahkemece, TMK'nun 232 ve 235/1. maddelerine göre aracın tasfiye anındaki sürüm değeri, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi olarak; elde bulunmayan ve boşanma dava tarihinden önce satış suretiyle elde çıkarılan dava konusu aracın elden çıkarıldığı tarihin tasfiye tarihi olarak kabul edilmesinin, değer artış payı hesaplanıp aracın tasfiye anında belirlenecek değerinden düşürüldükten sonra kalan artık değer bakımından TMK'nun 231 ve 236/1. madde ve fıkrası uyarınca davacının katılma alacağının saptanmasının, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılmasının gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin; dava konusu yapılan bağımsız bölüm tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alındığından kural olarak, bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK. m. 229) ve denkleştirmeden (TMK. m. 230) elde edilen miktarlarda dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. m. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. m. 231) yarısı üzerinden (TMK. m. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek hüküm kurulmasının gerekeceği-