Mal rejiminin tasfiyesi davasında, dava değerinin 100.000 TL olduğunun kabulü ile davanın tamamen reddine karar verildiğinden, yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 12. maddesi birinci bölümü gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Kural olarak, 743 sayılı TKM'nin yürürlükte olduğu; 01.01.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekeceği-
Dava konusu taşınmaz 1986 yılında satış yoluyla davalı adına tescil edildiği, satın alındığı sırada üzerindeki tek katlı evin üzerine kat ilavesi yapıldığı, davacının gerek taşınmazın alınmasına gerekse üzerindeki yapının inşasına, ziynet eşyalarını bozdurmak, yufkacıda, tarla ve bağlarda yevmiyeli işçi olarak çalışmak suretiyle elde ettiği gelirlerle katkıda bulunduğu, yine davalının 2002-2005 yılları arasında internet cafe işletmek suretiyle elde ettiği gelirler üzerinde, edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı olarak TMK'nun 219. maddesi uyarınca davacının katılma alacağına sahip olduğu ve hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve 6098 sayılı TBK'nun 50. ve 51. maddelerinin kapsamları gözetilerek dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenecek tazminat niteliğinde bir miktar paranın katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınması gerekeceği-
Yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi süresi içerisinde edinilen taşınmazlardan kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkin davada, istemin katkı payı alacağı olduğu kabul edilerek tarafların gelirlerinden hareketle hesaplama yapılamayacağı,taşınmazların karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değerlerinin uzman bilirkişiler aracılığıyla (bir inşaatçı, bir mülk sahibi ve tarla bakımından bir ziraat mühendisinden oluşan kurul) saptanması gerektiği, söz konusu malların kişisel malla edinildiğinin davalı tarafından kanıtlanamaması halinde TMK'nun 222. maddesi uyarınca eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edileceği, TMK'nun 231 ve 236/1. madde ve fıkrası gözetilerek belirlenecek artık değerin yarısının katılma alacağı olarak davacı yararına hüküm altına alınacağı-
Davacı vekilinin; vekil edeninin 2009 yılında davalıdan boşandığını, vekil edeninin davalı tarafından evden atıldığı için eşyalarını alamadığını, davalının eşyaları bilinmeyen bir adrese taşıdığını açıklayarak, ekte sunmuş olduğu listede belirtilen eşyaların aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş olup, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Katılma alacağı isteğine ilişkin davada, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağı belirlenmesi gerekeceği- Kredi ödemlerinin davalının babası ya da diğer yakınları tarafından yapıldığına dair somut bir delil ibraz etmediğinden, taşınmazın edinilmiş mal olarak kabulü ile boşanma dava tarihinde mevcut kredi borcunun taşınmazın değerinden düşülmesinden sonra kalan miktarın artık değer olarak nitelendirilmesinin isabetli olduğu- Davacı vekili dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşken, sonraki dilekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğine terdit ekleyerek alacak isteğinde bulunmuş, daha sonra da bu alacak isteğini ıslah etmiş olduğundan, son dilekçenin 2. ıslah olup olmadığı üzerinde durulması gerektiği- HMK. mad.176/2 gereğince aynı dava da ancak bir kez ıslah yoluna başvurulabileceğinden mahkemece, geçersiz ıslah dilekçesinin gözönünde tutularak hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, yargılama da kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin kabul red oranına göre paylaştırılması gerektiği-
Katılma alacağından kaynaklanan katkı payı alacağı isteğiyle açılan davada, uyuşmazlık konusu taşınmazın edinilmiş mal olduğu- Katılma alacakları bakımından TMK. mad. 232 ve 235/1 uyarınca karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değeri esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği ve bu tür alacaklara karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği- Mal ayrılığı döneminde edinilen taşınmaza yada taşınmazlara diğer eşin para yada para ile ölçülebilen maddi bir katkısının olduğunu kanıtlanmasının zorunlu olduğu, somut olayda her iki eşte çalışarak belirli bir gelir elde ettiklerine göre davacı eşin davalı tarafından edinilen taşınmazlara maddi katkısının olduğunun kabulü gerektiği- Katkı payı alacağı hesabı yapılması yerine, her iki taşınmazında edinilmiş mal olduğu görüşünden hareketle yarı oranında alacağın kabulü ile hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların tasfiyeye tabi tutulacağı- Mal rejiminin sona erdiren ölüm sırasında sigortacı tarafından ödenen sigorta bedeli mevcut olmadığından, edinilmiş mal olarak kabulü ve mal rejiminin tasfiyesinde hesaplamaya dahil edilemeyeceği- Banka kredisi ile edinilen taşınmazın edinme değeri ve kredi borcunun mal rejiminin sona erdiği tarihten önce ödenmiş olup bedel karşılaştırıldığında, demenin toplam edinme değerine oranı % 4,25 olup, bu halde bu oran ile dava konusu taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin çarpımı ile elde edilecek miktarın yarısına katılma alacağı olarak karar vermek gerekeceği-
Davacının babası tarafından aracın alınması için verilen paranın hediye olmadığı, bu paranın davacının kişisel malı olarak aracın alınmasına yapılan kişisel katkı olarak gözönünde tutulması, davalının ziynet eşyaları ile aracın alınmasına yaptığı katkının da davalının kişisel malı olarak katılma alacağı ve değer artış payı hesabında gözetilmesi gerekeceği-
Evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın kredi borcu nedeniyle elden çıkarıldığının kabulü mümkün omadığı, aksi davalı tarafından ispatlanmadığından taşınmazın edinilmiş mal olarak kabulü ile boşanma dava tarihinden 2 ay 20 gün önce elden çıkarılan taşınmazın TMK'nun 229 ve 235/2 maddesi gereğince elden çıkarıldığı tarihteki değerinin tespiti ile bu değerin yarsına aynı yasanın 236/1 maddesine göre katılma alacağı olarak karar vermek gerekeceği-