Mahkemece, TMK'nun 232 ve 235/1. maddelerine göre aracın tasfiye anındaki sürüm değeri, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi olarak; elde bulunmayan ve boşanma dava tarihinden önce satış suretiyle elde çıkarılan dava konusu aracın elden çıkarıldığı tarihin tasfiye tarihi olarak kabul edilmesinin, değer artış payı hesaplanıp aracın tasfiye anında belirlenecek değerinden düşürüldükten sonra kalan artık değer bakımından TMK'nun 231 ve 236/1. madde ve fıkrası uyarınca davacının katılma alacağının saptanmasının, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılmasının gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin; dava konusu yapılan bağımsız bölüm tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alındığından kural olarak, bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK. m. 229) ve denkleştirmeden (TMK. m. 230) elde edilen miktarlarda dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. m. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. m. 231) yarısı üzerinden (TMK. m. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek hüküm kurulmasının gerekeceği-
743 sayılı yasanın yürürlükte olduğu dönemde karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekeceği-
Edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken alındığı anlaşılan ve kişisel mal olduğu davalı tarafından ispatlanamayan dava konusu aracın mal rejiminin sona erdiği sırada hasarsız olarak mevcut olduğu, mal rejimi sona erdikten sonra aracın pert olmasının davacının katılma alacağı hakkını ortadan kaldırmayacağı, katılma alacağı hesabında aracın karar tarihine en yakın değerinin dikkate alınması gerektiği-
Değer artış payı ve katılma alacağına ilişkin davalarda değer artış payı ve katılma alacağına, mal rejiminin tasfiye tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekeceği-
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin, iddiasını ispatla yükümlü olduğu-
Taşınmazların mal rejimi sona erdikten sonra üçüncü kişilere devredildiğinde devir tarihindeki değer değil, tasfiye tarihindeki yani karar tarihine yakın tarihteki değerleri esas alınmak suretiyle bu değerlerin tasfiyede gözetilmesi gerekeceği-
Eşlerin, geçmişe etkili bir biçimde edinilmiş mallara katılma rejimi dışında gene kanunun tanıdığı başka seçimlik bir mal rejimini (mal ortaklığı, mal ayrılığı veya paylaşmalı mal ayrılığı rejimlerinden birini) evlenme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere seçemeyeceği ve belirleyemeyeceği, dolayısı ile varsa bile; böyle bir belirleme de yok hükmünde olup, kamu düzenine ilişkin bu sınırlamanın sözleşme serbestîsi kurallarına dayanılarak aşılamayacağı-
TMK'nun 236/1. fıkrasında her eşin diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olacağı ve alacakların takas edileceği düzenlenmiş olup; ancak, takas yapılabilmesi için davalının bunu ileri sürmesi ve davacı adına bulunan mal ve eşyaların takasa tabi tutulması konusunda isteğinin bulunması gerekeceği-
Davalı kadın adına tescil edilen TOKİ üyeliğini bir miktar peşinat ödeyerek devralınmış ve sözleşme tarihi itibariyle taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi bulunduğundan, taşınmaza ilişkin ödemelerin boşanma tarihine kadar olan bölümünün edinilmiş maldan karşılandığının kabulü ile üyeliğin devralındığı tarihten boşanma davası tarihine kadar yapılan ödemeler nedeniyle davacının katılma alacağının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği- Davacı kadının ziynet eşyalarının evi terk ederken zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altında olduğu, bir çok kez müşterek evi terk eden davacının buna rağmen ziynet eşyalarını müşterek hanede bırakması hayatın olağan akışına aykırı olduğu-