Dava konusu haczin yapıldığı takibin icra mahkemesince iptaline karar verildiğinin ve bu kararın kesinleştiğinin anlaşılması üzerine, mahkemece “konusu kalmayan istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
İİK. nun 97/XVII. maddesi uyarınca, istihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklının –İİK. nun 11.Babı hükümlerine dayanarak- geçici veya kesin aciz belgesi ibraz etmeksizin karşılık dava olarak “iptal davası” açabileceği-
İstihkak davasının ilk oturumda kabul edilmemiş olması ve haczin de dava açıldıktan sonra kaldırılmış olması halinde, dava açılmasına sebebiyet veren davalı alacaklı aleyhine nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İİK.’nununda iflasta ileri sürülen istihkak davalarında yetkili icra mahkemesi konusunda bir düzenleme bulunmadığı; ancak İİK. nun 154/III maddesi uyarınca iflas davalarında borçlunun ticari işletmesinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili mahkeme olduğundan, iflastaki istihkak davalarında da “iflasa karar veren mahkemenin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinin yetkili olacağı” nın kabul edilmesi gerekeceği-
İİK.nun 97/17. maddesi uyarınca istihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklının, karşı dava olarak tasarrufun iptali davası açabileceği- Satış işleminin borcun doğum tarihinden sonra olduğu, davacı ile borçlunun amca-yeğen olduğu görüldüğünden, yapılan tasarrufların iptale tabi olduğu, 3.kişinin yakın akrabalık nedeni ile işlemin mal kaçırmaya yönelik olduğunu bilmesi gerektiği gerekçeleriyle istihkak davasının reddine, tasarrufun iptaline yönelik karşı davanın kabulü dava konusu aracın satışına ilişkin yapılan tasarrufun takip konusu alacak ve eklentileri ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu-
Takipte taraf olmayan 3. kişinin “haczedilen taşınırın/taşınmazın kendisine ait olduğunu ve bunlar üzerine konulan haczin kaldırılması” doğrultusundaki talebinin istihkak davası niteliğinde olduğu; mahkemece davanın “şikayet” olarak nitelendirilmek suretiyle yanılgıya düşülüp işin esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, HUMK. mad. 76 (şimdi; HMK. mad.33) uyarınca hukuki nitelendirmenin hâkime ait olduğu-