Kanunun bu emredici düzenlemesine rağmen usulüne uygun şekilde yargılama aşamaları tamamlanmadan, ön inceleme duruşmasında karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı-
HMK.'nun 140. maddesi gereğince mahkemenin tahkikat aşamasını öninceleme tutanağına göre sürdürmesi gerekeceği, bu itibarla mahkemece; davacı vekilinin ön inceleme aşamasından sonra hizmet tespiti talebi için usulüne uygun bir ıslah talebi bulunmadığı, ayrıca davada işverenin de davalı olarak gösterilmediği göz ardı edilerek davacının hizmet süresinin tespitine de karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu-
Dava dilekçesinde sadece manevi tazminat talebinde bulunan davacının, ön inceleme aşamasından sonra tahkikat aşamasında, (TMK. mad. 174/1 kapsamında) maddi tazminat talebinin bulunmasının "iddianın genişletilmesi" niteliğinde olacağı- Bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmadığından, davacının dava ya da ikinci cevap dilekçesi ile istemediği maddi tazminat (TMK m. 174/1) talebi hakkında “karar verilmesine yer olmadığına”  şeklinde karar verilmesi gerektiği- "HMK'nın 141. maddesinin maddi vakıalara ilişkin olduğu, boşanmanın ferisi niteliğindeki taleplerin nispi harca tabi olmadan her aşamada istenebileceği" şeklindeki görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
TBK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkin davada muvazaalı işlemin diğer tarafı olan üçüncü kişinin davaya dahil edilip taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Davalı ile boşanan lehine mali haklara hükmedilen davacının eski eşi olan davalının taşınmazını teyzesinin torununa satması halinde, davacının muvazaaya dayalı dava açmakta hukuki yararının bulunduğu- Lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olan davacının "Keşfe yatıracak parası olmadığı"na ilişkin beyanın adli yardım talebi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği- Davacı, gelinin tanık olarak dinlenmesini talep ettiğinden, HMK. mad. 243/(3) uyarınca, tanığın gerektiğinde telefon, faks veya elektronik posta gibi araçlardan yararlanarak çağrılabileceği hususunun değerlendirilmesi gerektiği- Davalı ile taşınmazı satın alan dava dışı kişi arasında akrabalık bağı olduğu iddia edildiğine göre, anılan şahısların nüfus kayıtlarının çıkartılması masraf gerektirmediği, satılan taşınmazda halen kendisinin oturduğu belirttiğinden bu hususun zabıta marifeti ile araştırılmasının mümkün bulunduğu- Davacı keşif deliline dayanmamış olup mahkemece davanın aydınlanması için resen keşif yapılmasına karar verilmesi halinde HMK'nun 325. maddesine göre davalıdan veya onun yatırmaması halinde ilerde haksız çıkacak şahıstan alınmak üzere hazineden ödenmesine de hükmedebileceği-
Temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin (hizmet sözleşmesinin) varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceği-
Mahkemece yapılacak işin; ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti, HMK'nun 140 ncı maddesi uyarınca ön inceleme aşamasında yapılması gereken tüm usuli işlemlerin tamamlanması, taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşmaktan ibaret olduğu-
Temyize konu kararın verildiği ilk celsede mahkemece HMK'nun 73, 81, 82, 83, Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın zorunlu olduğu nazara alınmadan alacaklı asıla ön inceleme duruşma gününü bildirir davetiye çıkarıldığının, bu şekilde davalı alacaklı vekilinin yokluğunda yargılama yapıldığının ve HMK'nun 140/5 maddesinin dava konusu olayda uygulanmadığının görüldüğü, hal böyle olunca; mahkemece ön inceleme duruşmasında taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık ihtarlı kesin süre verilmeden, dayanılan deliller toplanılıp araştırılmadan, tanık listesi sunma imkanı tanınmadan karar verilmesi, hukuki dinlenilme hakkının ihlali (HMK m. 27) olduğu gibi HMK 297/c maddesine de aykırı olarak sonuca nasıl varıldığı anlaşılamayacak şekilde hüküm kurulmasının da doğru olmadığı-
3. HD. 28.11.2017 T. E: 7106, K: 16616-
Davacının dava konusu taşınmazda kiracı olduğunu iddia ederek genel mahkemede "kiracılık sıfatının tespiti" davası açtığı, mahkemece dosya üzerinden davanın reddine karar verildiği, icra hukuk mahkemesinin icra dosyasında verilen davalının tahliyenin infazının gerçekleştirilmesine yönelik talebinin reddine ilişkin icra memurunun işleminin şikayet edildiği görülmekle, dava konusu iddialar etraflıca incelenmeden dar yetkili mahkeme tarafından verilen bu kararın derdestliğe konu edilmesinin hatalı olduğu- D.çelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi; dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların öninceleme duruşmasına davet edilmesi, öninceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, öninceleme duruşması yapılmadan talebin esasına yönelik karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı şirketin dava açılmadan önce tasfiyeye girdiğinden, dava dilekçesinin şirketin tasfiyesi için atanan tasfiye memuruna tebliği ve HMK.'nın 140.maddesindeki usuli işlemler tamamlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkı kısıtlanarak Tebliğat Kanununun 35.maddesine göre tasfiyeye giren şirkete tebligat yapılarak alacak davasının sonuçlandırılmasının hatalı olduğu-