Aynı işverene karşı ayrı ayrı açılan davalar birleştirilerek yargılama yapılmışsa da, dava konusu işçi alacakları bakımından davacıların hizmet sürelerinin, ücretlerinin ve yapılan iş ile çalışma bölümlerinin farklılığı dikkate alındığında bu tür davalarda birden fazla işçinin açtığı dava dosyalarının birleştirilerek, birlikte yargılama yapılıp, hüküm kurulmasının doğru olmadığı, zira dava konusu alacakların işçinin hizmet süresi, ücreti, yapılan iş ve çalışma şekline göre ayrı ayrı belirlendiği ve her işçinin durumuna uygun olarak hüküm kurulduğu-
Birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesinin gerektiği- Boşanma isteminin yanında, ortak ve şahsi eşyaların taksiminin de talep edildiği, ilgili talebin, boşanma davasının eki sayılmadığından ayrıca nispi harca tabi olacağı- Mahkemece, talep edilen eşyaların ve değerlerinin açıklanmasının ve bu değerler üzerinden nispi harcın tamamlanmasının gerektiği-
Asıl ve birleşen davalar bağımsızlıklarını korudukları- Mahkemece asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı gerekçe yazılarak hüküm kurulması, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ayrı ayrı hüküm altına alınması gerektiği, tek bir hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Mahkemece davacı tarafından açılan davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmesine karar verilmiş ve buna göre hüküm kurulmuş ise de, 1086 sayılı HUMK'nun 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nun karşılık 166.maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları bağımsızlıklarını koruyacağından her davada talepler ayrı ayrı değerlendirilerek, ilam başlığında da asıl ve birleşen dosya bilgileri belirtilmek suretiyle hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekeceği, asıl ve birleştirilen davalar hakkında tek hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Aynı yargı çevresindeki mahkemelerde görülmekte olan davaların, ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilmesinin kural olduğu-
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi doğru olmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davaların birleştirilmesine karar verilmesi halinde sadece bunların yargılanması birlikte yürütüleceği, her dava bağımsız karakterini koruduğundan, mahkemece her dava için ayrı ayrı hüküm kurulması, yargılama gideri ve vekalet ücretinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği- Mahkemece kazaya karışan plakalı aracın ZMMS sigortası davalı Sigorta A.Ş'nin kazaya ilişkin hasar dosyasının celbiyle bilirkişiden gerekçeli, ayrıntılı ve denetime imkan verecek nitelikte ek rapor alınması gerektiği-
Ara karar niteliğindeki kararların geri alınmasının her zaman mümkün olduğu- Aynı yer ve aynı düzeydeki mahkemeler arasında verilen birleştirme kararlarının temyiz edilemeyeceği-
Davacı şirket tarafından konkordato talebi ile dava açılmış olduğundan davanın derdest olduğu, her iki davanın tarafları arasında ortaklık bulunması dolayısı ile her iki davanın birlikte görülmesi gerektiği-
Dava dışı kiracı- taşeron şirket ile davalı müteahhit arasında görülmekte olan davada, kiracı şirketin, diğer talepleri yanında davalıdan inşaat alanındaki malzemelerin tespit edilmesi ve tarafına iadesi talebinin de olduğu anlaşılmakla HMK'nun 166. maddesi gereğince davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda davalar arasında bağlantının var olduğu kabul edileceğinden; bu itibarla bahsi geçen dava dosyasının sonucunun beklenmesi ya da bahsi geçen dava derdest ise her iki davanın birleştirmesi hüküm verilmişse kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-