Asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız davalar olup, birden fazla uyuşmazlığın tek dosya üzerinden çözüme kavuşturulması ve dosyaların birleştirilmiş olması, temelde bu davaların bağımsız birer dosya olma özelliğini ortadan kaldırmayacak, her bir dava müstakil dava olma özelliklerini koruyacağından asıl dava hakkında karar verilirken, birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Aralarında bağlantı bulunduğu için birden çok dosyanın 6100 Sayılı HMK’nın 166 ve sonraki maddeleri çerçevesinde birleştiği durumlarda; ortada birleştirilen dosya sayısı kadar birbirinden bağımsız dosyaların bulunacağı, dolayısıyla, yargılama tek bir dosya üzerinden sürdürülmekle birlikte, bağımsızlığını koruyan her bir dava dosyası yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmasının ve ayrı ayrı gerekçe yazılmasının zorunlu olduğu-
Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu boşanma davasında, ilk derece mahkemesince verilen karar boşanma yönünden kesinleşmediği gibi boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesinin, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkün olduğu, bu sebeple davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki TMK m.166 hukuki sebebine dayalı boşanma davası ile yine kadın tarafından açılmış olan TMK m.161 hukuki sebebine dayalı davanın birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesinin kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesinin bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkün olduğu, bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki karşılıklı boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu boşanma davasında, bölge adliye mahkemesince verilen karar boşanma yönünden kesinleşmediği gibi boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesinin bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkün olduğu, bu nedenle davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Dava, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup tescili istenen bağımsız bölüm hakkında yine kooperatif üyeliğine dayanılarak davalı tarafından tapu iptali ve tescil talepli dava açılmış olup, bu davada da kabul kararı verildiği ve davanın derdest olduğu anlaşıldığından, mahkemece her iki dava dosyası birleştirilerek kooperatifin tüm defter, belge ve kayıtları getirtilip yapılacak inceleme sonucu hangi kooperatif üyesine öncelik tanınması gerektiği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusunun aynı sebeplerden kaynaklanmakta olduğu, dava sebepleri bakımından birlikte araştırma yapılması gereken hukuki durumun bulunabileceği, bir dava hakkında verilecek kararın diğer davayı hukuken etkilemesinin muhtemel olmasından dolayı birleştirme kararının yerinde olduğu, davalı ... yönünden ayniyetten bahsedilemeyeceğinden 6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı bendinde düzenlenen derdestlik dava şartının varlığından da söz edilemeyeceği-
Derdest bulunan tapu iptal ve tescil davası sonucunda verilecek kararın dava konusu taşınmazların mülkiyet durumu yönünden belirleyici olacağı ve inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davanın sonucunu etkileyeceği bu nedenle mahkemece davanın ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilerek sonuca bağlanması gerektiği-
Dava konusu taşınmaz yönünden mahkemece ............. tarihli celsede tefrik kararı verildiği ve bu taşınmaz bakımından görülen davanın ayrı bir esas numarasına kaydedildiği, bu durumda mahkemece, birleştirme kararı verilmediği halde mahkemenin ayrı bir esas numarasına kayıtlı ve ayrı bir davada yargılaması devam eden 1264 parsel sayılı taşınmaz hakkında da yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kamu düzenine ilişkin bu kurallara rağmen eksik harcın yatırılması için gereken işlemler yapılmadan esastan inceleme yapılarak asıl ve birleşen davalarda karar verilmesinin hatalı olduğu- İlke olarak dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen bir kişinin sonradan herhangi bir şekilde dahili davalı veya benzeri tanımlamalarla davaya katılmaları veya davada yer almaları usulen mümkün olmadığı- Mahkemece harcın tamamlanması için hükme esas alınan bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak dava konusu .... parselin dava tarihindeki değeri tespit ettirilip asıl ve birleşen davalardaki taleplere yönelik harcın tamamlanması için asıl ve birleşen dosya davacılarına süre verilmesi, süresi içinde harç yatırılmaz ise dosyanın işlemden kaldırılması, harç eksikliği tamamlanır ise yargılamaya devam edilerek esastan inceleme yapılması, birleşen dava dosyasında satın alan kişi dava dilekçesinde taraf olarak gösterilmediğinden bu dosya davacısına satın alana dava açmak ve birleştirmek üzere süre verilmesi ve dava açılıp birleştirilirse işin esasına girerek yargılama yapılıp dava açılmaz ise mevcut hali ile karar verilmesi ve her davada davalı arsa sahipleri hakkında da hüküm kurulması gerektiği-