Boşanmanın feri niteliğinde olan manevi tazminat ve velayet taleplerinin boşanma davası içerisinde görülmesi gerekirken boşanma talebinin tefrik edilmesi suretiyle bu feri taleplerin boşanma davasından ayrı olarak hükme bağlanmasının doğru olmadığı- Taraflarca açılan boşanma davalarının yer aldığı .........Aile Mahkemesi'nin 2012/453 esas sayılı dosyası ile bu davanın tarafları aynı olduğu gibi, birinde verilecek kararın diğerini de etkileyecek olması dikkate alınarak, her iki dava dosyasının birleştirilerek yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Mirasbırakanın bütün mirasçılarının davada yer almasının sağlanması, bu sağlanamıyorsa TMK'nun 640.maddesi uyarınca terekeye mümessil tayin ettirilerek mümessil huzuru ile dava görülüp işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Aralarında bağlantı olması nedeniyle davalar birleştirilse dahi, her davanın ayrı olma özelliğini koruduğu gözetilerek birleştirilen dava bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
Davaya konu fatura bedellerinin iadesi istemiyle belediye tarafından dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu, davalı tarafın bu dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmesine rağmen mahkemece, bu konuda karar verilmediği, davalar arasında bağlantının bulunduğu bu durumda davaların birleştirilerek ve birlikte görülmesi veya bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerektiği- Davacı şirkete ait ticari defterler ile belediye kayıtları karşılaştırılmak suretiyle gerekli incelemenin yapılmadığı, davacı şirketin ticari defterleri ile belediye kayıtları üzerinde uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Ortak yerlerde onarım yapılması gerektiğinin tespiti davasını etkiyecek olan tapu iptali ve tescil davasının birleştirilmesi gerektiği-
Mahkemece öncelikle 1479 s. K. kapsamındaki Bağ-Kur sigortalılığı iptal edilen müteveffanın kurum kayıtlarında yer alan Bağ-Kur şahsi sicil dosyası, müfettiş raporu, ölüm aylıklarının iptaline dair Kurum işlemleri ile iptale konu Oda kaydına ilişkin tüm bilgi ve belgeler getirtilerek, sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz kamusal yapısı ve resen araştırma ilkesi de göz önünde bulundurularak, müteveffanın Esnaf Oda kaydının var olup olmadığı, kendi adına bağımsız çalışmasının bulunup bulunmadığı, kısacası iptal edilen Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olup olmadığı hususunun tüm açıklığıyla ortaya konulması gerektiği- 6552 s. K. 58. maddesiyle, 5510 s. Kanuna eklenen geçici 54. maddenin müteveffa yönünden uygulanmasının mümkün olup olmadığının da ayrıca irdelenmesi, müteveffanın Bağ-Kur sigortalılığının iptal edilme gerekçesi netleştirilerek, iptalin üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak tutulmamasından kaynaklandığının tespiti hâlinde geçici 54. maddenin uygulanması gerektiği- Yapılacak olan araştırma ve irdeleme neticesinde aylıkların yersiz olduğu kanaatine varıldığı takdirde, özel düzenleme içeren ve kamu düzenine ilişkin olan 5510 sayılı Kanunun 96’ıncı maddesi uyarınca bir değerlendirme yapılması gerekmekte olup, ölüm aylığının bağlandığı tarihte 9 ve 10 yaşında olan davalıların yersiz ödemeler nedeniyle kasıtlı veya kusurlu olması mümkün bulunmadığından yersiz aylıkların geri alınmasında 96. maddenin (b) bendinin uygulanması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca tapu iptal ve tescil istemi istemiyle açılan davayı doğrudan etkileyeceği anlaşılan sözleşmenin feshi davasının birleştirilmesi gerektiği-
Borçlunun icra mahkemesine, birleştirilen dosya için verdiği itiraz dilekçesinde, sair şikayet ve itirazları ile birlikte, ikametgahını da belirterek yetki itirazında bulunduğu halde; anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olmasının isabetsiz olduğu- Mahkemece; öncelikle birleşilen dosyadaki yetki itirazını çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise; işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi; yetki itirazı kabul edilirse de bu durumda sair şikayet ve itirazların incelenemeyeceği hususu gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
İtiraz dilekçesinin tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmayan itirazın iptali davasının usulden reddi gerektiği- Takip asıl borçlusu mirasçıları ile ipotek borçlusu arasında mecburi takip ve dava arkadaşlığı bulunduğu ve tüm borçluların takibe itiraz etmesi durumunda, tüm borçlular aleyhine itirazın iptali davası açılması gerektiği- Bozma ilamından sonra ise, kredi asıl borçlusu aleyhine de açılan itirazın iptali davası asıl dosya ile birleştirilmişse de, 1 yıl içinde açılmadığından dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğinden, davalı mirasçı hakkında açılan dava bakımından birlikte dava açılması ve görülmesi şartı gerçekleşmemiş olup asıl davanın da reddi gerektiği-
Mahkemece davacı tarafından açılan davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmesine karar verilmiş ve buna göre hüküm kurulmuş ise de, 1086 sayılı HUMK'nun 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nun karşılık 166. maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları bağımsızlıklarını koruyacağından her davada talepler ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekeceği, asıl ve birleştirilen davalar hakkında tek hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı bir dava olup, birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması gerekeceği-