Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkün olduğu-
Birleştirilen davalarda tek bir yargılama yapılacağı ve ortak delillerin tek bir kez toplanılacağı- Davalı Kurum tarafından davacı aleyhine önceden açılan davaya dayanak yapılan kurum işlemi ile eldeki davaya konu işlemi aynı olduğundan, her iki davanın konusu ve tarafları bakımından aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunup bulunmadığının tespiti için (davalardan biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceğinden ve çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından) önceki dosya temin edilerek, eldeki dava hakkında inceleme ve araştırma yapılarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerektiği-
Kat malikleri arasında ortak alanların kullanımlarına ilişkin uyuşmazlıktan kaynaklanan davada, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu-
Yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davacı-davalı kadına bozma öncesi ilk kararla yüklenen kusurlu davranışların yanında eşinin babasının rahatsızlığı sebebiyle eşine destek olmadığı, sürekli telefon numarası değiştirmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve iş arkadaşı olduğunu söylediği yabancı kişileri eve getirdiğinin sabit olduğu, davacı-davalı kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, mahkemece davalı-davacı erkeğe yüklenen fiziksel şiddet ve hakaret vakıalarından sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirdikleri, davacı-davalı kadın tarafından affedilen en azından hoşgörü ile karşılanan bu eylemlerin af kapsamında kaldığı, bu itibarla da erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşıldığından, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı kadın, davalı-davacı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olup mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesinin yerinde olmadığı-
Davacı erkeğin ............. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nde açmış olduğu eldeki boşanma davasında verilen karar henüz kesinleşmeden davalı kadının, ................ Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nde tazminat ve nafaka davası açtığı, davalı kadın, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini beyan ettiğine ve davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki dava ile davalı kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, her iki davanın esası hakkında hüküm kurulması gerektiği gibi, ilk derece mahkemesince hüküm ve kısa kararda davalı kadının talep ettiği yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden olumlu olumsuz hüküm kurulmamasının da doğru olmadığı- Boşanmanın eki niteliğindeki iştirak nafakasının “Boşanma hükmünün kesinleşmesi” ile muaccel (ödenir) hale geleceği-
Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan boşanma davasında, ilk derece mahkemesince verilen karar boşanma yönünden kesinleşmediği gibi boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminat ve nafaka gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesinin bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkün olduğu, bu nedenle davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız davalar olup, birden fazla uyuşmazlığın tek dosya üzerinden çözüme kavuşturulması ve dosyaların birleştirilmiş olması, temelde bu davaların bağımsız birer dosya olma özelliğini ortadan kaldırmayacak, her bir dava müstakil dava olma özelliklerini koruyacağından asıl dava hakkında karar verilirken, birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Aralarında bağlantı bulunduğu için birden çok dosyanın 6100 Sayılı HMK’nın 166 ve sonraki maddeleri çerçevesinde birleştiği durumlarda; ortada birleştirilen dosya sayısı kadar birbirinden bağımsız dosyaların bulunacağı, dolayısıyla, yargılama tek bir dosya üzerinden sürdürülmekle birlikte, bağımsızlığını koruyan her bir dava dosyası yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmasının ve ayrı ayrı gerekçe yazılmasının zorunlu olduğu-
Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu boşanma davasında, ilk derece mahkemesince verilen karar boşanma yönünden kesinleşmediği gibi boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesinin, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkün olduğu, bu sebeple davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki TMK m.166 hukuki sebebine dayalı boşanma davası ile yine kadın tarafından açılmış olan TMK m.161 hukuki sebebine dayalı davanın birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesinin kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesinin bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkün olduğu, bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki karşılıklı boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiği-