Her iki boşanma davası arasında bağlantı bulunduğundan davaların birleştirilerek görülmek suretiyle esas hakkında hüküm kurulması için kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği-
Kadın tarafından erkek aleyhine boşanma davası açılmış olduğu bildirildiğinden, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davaların birleştirilmesine karar verileceği- Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının var sayılacağı-
Alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebi (Asıl-birleşen dava)- Somut uyuşmazlıkta, hükmüne uyulan bozma ilamında, asıl ve birleşen dava ile ilgili ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği belirtilmiş, ancak mahkemece tefhim edilen kısa kararda birleşen dava ile ilgili sehven hüküm kurulmadığı belirtilerek HMK‘nin 305. maddesine atıf yapılarak sadece asıl dava hakkında karar vermekle yetinilmiş ve hüküm muğlak bırakılmış olduğundan, hükmün bu hali ile infaza uygun olmadığı, mahkemece asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği, HMK'nin 297/2. maddesi gereğince sadece asıl davaya ilişkin hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Tarafların yargılama devam ederken başka bir mahkemede anlaşmalı olarak boşandıkları, bu boşanma kararının kesinleştiği, tarafların anlaşmalı olarak boşanmış olmaları nedeniyle, daha önceden açılmış olan temyiz incelemesine konu eldeki boşanma davasında birbirlerine kusur izafe etmeleri mümkün olmadığı, haklılık araştırmasının da yapılamayacağı-
Anlaşmalı boşanma protokolü hükümleri dikkate alınarak ve taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle boşanma ve fer'îleri ile diğer yönlerden karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Davalının ıslah dilekçesine karşı beyan süresi dolmadan karar verilmesinin davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiği-
Bölge Adliye Mahkemesince, kararda asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı belirtilmesi, asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, ilgili Yasa hükmüne aykırı olarak tek hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının ihbar edilen ............. adına olmasından ötürü mahkemece husumetten red kararı verilmiş olduğu anlaşılmış ise de dava dışı ............’ın kooperatiften ihraç kararının kesinleşmesi halinde, tapu kaydının kooperatife adına tescil edilme ihtimali bulunduğundan bu aşamada davanın reddi doğru olmadığı, HMK 166/4. maddesinde ''Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır'' hükmüne yer verildiği, mahkemece ..................... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ............... sayılı dosyası getirtilerek, her iki dava irtibatlı bulunduğundan, mahkemenin temyize konu bu dosyası ile HMK’nın 166 maddesi gereğince birleştirilmesi gerektiği-
6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilmelerinin mümkün olduğu, birleştirme kararı sonrasında her dava bağımsız karakterini koruduğu ve davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu olmadığından, yalnızca birleşen davaların tahkikat aşaması birlikte yapılarak her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekeceği, bu itibarla, mahkemece davaların birbirinden bağımsız olması anlamına gelen ''davaların bağımsızlığı prensibi'' uyarınca asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılıp, hüküm kurmak gerekirken, tek bir hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-