Davacı avukatın tüketici sıfatını taşımadığı, davacı ile davalı gerçek kişi ve şirketleri arasındaki vekalet ilişkisinde davalının ticari amaçla hareket ettiği, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin "tüketici işlemi" olmadığı ve bu nedenle uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalmadığına göre davaya bakmaya genel mahkemeler görevli olduğundan, asliye hukuk mahkemesince işin esasına girilmesi gerektiği-
Trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi-
3. HD. 06.04.2017 T. E: 2015/19067, K: 4810-
Davacı Kurum, 6502 sayılı Kanun kapsamında satıcı ve sağlayıcı kabul edilemeyeceğinden, devlet hastanesindeki tedavi giderleri alacağına dayalı açılan itirazın iptali davasının, "tüketici mahkemesinde" değil, "asliye hukuk mahkemesinde" görülmesi gerektiği-
6502 sayılı Tüketici Yasasının yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden önce açılmış olup, bankadan alınan tüketici kredisi sebebiyle düzenlenen hayat sigorta poliçesi kapsamında tazminat istemi-
Tarafların imzalamış oldukları “Genel Kredi Sözleşmesi”nin, Tüketici Kanunu kapsamında bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği-
Davacı dava dışı sigortalısına ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmekte olup taraflar arasında tüketici işlemi ve sigorta akdi de bulunmadığından ve davacının sigortalısı ile davalı şirket arasında kira ilişkisi olduğundan HMK. mad. 4/1-a uyarınca kira ilişkisinden kaynaklanan bu uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği-
Davacı davalıyla taşınmaz satışı hususunda anlaştıklarını, sözleşme uyarınca bir kısmı peşin ödeme, bir kısmı için araç devri, geriye kalan meblağın ise tapu devrinde taşınmaz üzerinde bulunan ipotek bedeli düşüldükten sonra ödemeyi taahhüt ettiğini ve edimini yerine getirdiğini, ancak ödemeler tamamlandıktan sonra bankaya ipoteğin kaldırılması için daha fazla ödemek zorunda kaldığını iddia ederek fazladan yaptığı ödeme nedeniyle sebepsiz zenginleşen davalılardan bu paranın müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiğini iddia etmiş olup, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin 6502 Sayılı Yasa Kapsamında kalıp kalmadığı anlaşılamadığından, davalının taşınmaz alım satım işi yapıp yapmadığının araştırılması gerektiği-
Mutlak ticari davalar dışında bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğmuş olması gerekeceği- Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında olduğunun kabul edilebilmesi için taraflarından birinin tüketici olması gerektiği, yine aynı Yasanın 3/k maddesince tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişi olduğu, bu durumda mahkemece tüketicilerin satın aldıkları malın ticari ve mesleki faaliyet amacıyla alınıp alınmadığının araştırılması gerekeceği-
Davacılardan arsa sahibi olan kişi dışındaki diğer davacılar, davalı yükleniciden taşınmaz satın alan kişiler olup arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine değil davalı ile aralarındaki satış sözleşmesine dayandıklarından, bu davacılar ile davalı yüklenici arasındaki eksik ve ayıplı iş bedelinin tazmini istemine ilişkin davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği-