Taraflar arasındaki serbest iradeyle yurt dışı menkul varlıkların ülkeye getirilmesi ve nakit transferinin sağlanması hususunda düzenlenen ve davacı tarafından imzası inkar edilmeyen dava konusu protokol kapsamında davalı bankanın verilmiş bir hizmeti olmamasına rağmen davacı hesabından, davacının onayı olmaksızın hizmet bedeli olarak çektiği tutarın davalıdan tahsili istemine ilişkin davada; 'transferin, bankanın hatasından kaynaklanmamış olması halinde transfer gerçekleşmese bile hizmet bedeli alınacağı' açıkça ve herhangi bir yanlış anlamaya imkân vermeyecek netlikte kararlaştırıldığından ve transferin gerçekleşmemesinin bankanın hatasından kaynaklandığı hususunda bir iddia da bulunulmadığından ava konusu miktarın sebebinin açıklanarak davacı ile müzakere edilerek oluşturulduğu, transferin gerçekleşmemesinin bankanın hatasından kaynaklanmadığı, bankanın kendi kusuru olmaksızın gerçekleştirilmeyen transfer işlemi için bile hizmet bedeli alınacağının açıkça kararlaştırılmış olmasına göre, anılan protokol maddesi gereği dava konusu miktarın makul olup olmadığının belirlenmesine gerek bulunmadığından davanın reddinin gerektiği-
Dava, alacak istemine ilişkindir...
Davacı tarafça Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı ve tüketici mahkemesine verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine görevli mahkemece 1 haftalık süre verilmesine karşın davacı tarafça arabuluculuk başvurusunun yapılmadığı- Davacı süre verilirse arabuluculuk faaliyetine müracaatta bulunabileceklerine ilişkin beyanda bulunmuşsa da, görevli mahkemece 1 haftalık süre verilmesine karşın davacı tarafça arabuluculuk başvurusunun yapılmadığının anlaşıldığı- Arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması durumunda davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak Off-Shore Bank Ltd. hesabına gönderildiği iddiasına dayalı alacak istemi-
Uyuşmazlık, off-shore hesabına aktarılan mevduatın faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir...
Zorunlu trafik sigortacısının kendi akidine karşı açmış olduğu rücuen tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasında sigortacının merkez veya şubesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olup olmadığı, yetkili mahkemenin tespitinde Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin uyuşmazlıkta; zarar gören hak sahiplerine ödemede bulunan zorunlu trafik sigortacısının, kendi akidi olan sigortalıya karşı rücu davası açabileceği, içe rücu davalarında yetkili mahkemenin hangi yer mahkemesi olacağı, Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi kapsamında düzenlenmiş olmadığı, içe rücu davasında yetkili mahkeme anılan hükümlere göre değil, seçimlik yetki olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun genel yetki kuralları çerçevesinde belirleneceği-
Taraflar arasındaki devre mülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin uyuşmazlıkta dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı, dava tarihindeki yerleşim yerine göre davacının davayı, yetkisiz mahkemede açtığı-
Haksız azledilen davacı avukatın Avukatlık Kanunu m. 164/4 çerçevesinde vekâlet ücreti alacağının tahsilini istediği eldeki davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu ve bu nedenle dava değerini arttıran talep dilekçesindeki alacak miktarı yönünden zamanaşımının işlemeyeceği- "Vekâlet ücreti talebine konu tapu iptal ve tescil davasının değerinin belli olduğu, bu değer üzerinden önce 164/4 uyarınca %20 oranında vekâlet ücreti hesaplayarak davalıya iki ayrı ihtar gönderen davacının sonra fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirterek yüzde onu üzerinden hesapladığı tutar üzerinden icra takibi başlattığı gözetildiğinde, artık söz konusu ücret iddiasını HMK. m. 107. maddesi çerçevesinde talep edilemeyeceği, aksini kabulü halinde, mahkemenin takdir hakkını kullandığı her davanın belirsiz alacak davası olarak sayılabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Tapu iptali ve tescil davası-
Mahkemece ayrı bir Tüketici Mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilmesi, ayrı bir tüketici mahkemesi bulunmuyorsa davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği-