İlamdaki vekalet ücretinin vekil ile asil arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği, vekilin ancak alacaklı asil adına vekalet ücretini borçludan isteyebileceği–
İlamda hükmedilen inkâr tazminatı ve yargılama giderlerinin -ilam kesinleştikten sonra- alacaklının yürüttüğü takip dosyasından talep edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı–
Tedbir nafakasının -kararda; dava tarihinden itibaren başlatılacağı konusunda açıklık bulunmadıkça- ara kararının verildiği tarihten itibaren başlayacağı–
Mülkiyet uyuşmazlığı nedeniyle verilen «el atmanın önlenmesi»ne (yada davanın reddine) ilişkin ilâmda yer alan «ecrimisil» ve «yargılama giderleri»nin de ilâm kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
Yargıtay’daki duruşma için takdir edilen vekalet ücretinin, asıl hüküm kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği–
Takip dayanağı ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacak ilamlardan olması ve ilamda faize ilişkin her hangi bir hüküm bulunmaması halinde, ilamda belirtilen alacağa ancak kesinleşme tarihinden itibaren faiz istenebileceği–
İcra emrinin -Avukatlık Kanunu 41; 7201 sayılı Kanunun 11 ve HUMK.nun 62, 68. (şimdi; HMK.'nun 73.) maddeleri gereğince- vekile çıkarılması gerekeceği–
Takip dayanağı ilamda «temerrüt tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi üzerinden temerrüt faizine» hükmedilmiş olması halinde, alacaklının işletme kredisi veren -Halk Bankası, T.Kalkınma Bankası, T.Sınai Kalkınma Bankası gibi- kamu bankalarınca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizini isteyebileceği–
Olumsuz tesbit davasının reddine ilişkin karar kesinleşmeden, alacaklının, bu kararda lehine hükmedilen inkâr tazminatı ile yargılama giderlerini takip konusu yapamayacağı–
«Faize faiz yürütülmesi» sonucunu doğuracak bir istemin kabul edilemeyeceği - Alacaklının, takip tarihine kadar hesapladığı faizi, asıl alacağa ekleyip, ortaya çıkan rakama yeniden faiz isteyemeyeceği (icra dairesinin bu istemi kabul edip faize faiz yürütemeyeceği–