Boşanmanın eki niteliğinde olan yoksulluk ve iştirak nafakasının hüküm kesinleşmeden takibe konulamayacağı,tedbir nafakasının ise hüküm kesinleşmeden icra edilebileceği-
Tazminat bir ceza mahkumiyeti ile birlikte değil, bağımsız olarak ceza mahkemesinde açılan dava sonucunda hükmedildiğinden ilamın takibe konulması için kesinleşmesi gerekmediği-
Gayrimenkulun aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek bulunmadığı-
İlamın hüküm kısmında talep hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık,şüphe ve tereddüte yer vermeyecek şekilde gösterilmesi gerekeceği - İlamın infaz edilecek kısmının "hüküm bölümü" olduğu, diğer bir değişle dar yetkili icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleyemeyeceği, ilamın "hüküm bölümü"nün aynen infazı gerekeceği-
Delil tespit giderlerinin, yargılama giderlerinden olduğundan tazminat miktarına katılarak üzerinden faiz yürütülemeyeceği, avukatlık ücreti takdirinde esas alınamayacağı ve ayrıca ilam harcında matrah olarak gözetilemeyeceği-
Takip dayanağı ilama faiz yönünden itiraz edilmesi ve fazla kısmın iptalinin talep edilmesi halinde mahkemece yapılacak iş; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve "hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiden alınacak rapor ile hesaplattırılması gerekeceği-
Takip dayanağı ilamda yer alan asıl alacaklar yönünden "reeskont faizi"ne hükmedilmesi durumunda icra mahkemesinin hükmü yasal faizi ya da avans faizi şeklinde yorumlayamayacağı-