Mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararı arasında çelişki yaratılamayacağı-
İlamda müvekkil (asil) adına hükmedilmiş olan vekalet ücretinin avukat tarafından kendi adına borçludan talep edilemeyeceği-
İlamda faize hükmedilmesi halinde, asıl alacağın ödenmiş olması durumunda fazlaya ilişkin hak saklı tutulmasa dahi faiz istenebileceği, ancak ilamda faize ilişkin hüküm yok ise alacaklının, ilk takipte karar tarihinden itibaren faiz istememişse artık müstakilen faiz için ikinci bir takip yapamayacağı-
Tam yargı hakkındaki kararlardan belli bir miktarı içerenlerin genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunacağı, idari yargının edayı içeren ilamların da icra dairesinde infaz ve icra olabileceği, ancak dayanak ilam belli bir miktarın tahsiline dair eda hükmü içermediğinde takip konusu yapılamayacağı-
Takip dayanağı ilamda hükmedilen alacakların brüt üzerinden hesaplanmış olması durumunda, alacaklının bu miktardan Gelir Vergisi Kanunu uyarınca yapılacak kesintiler; düştükten sonra, kalan net miktar üzerinden ilamlı takip yapabileceği-
İlamda hüküm altına alınsa bile faiz alacağına faiz yürütülemeyeceği-
İlamda faize hükmedilmesi halinde asıl alacağın ödenmiş olması durumunda fazlaya ilişkin hak saklı tutulmasa; dahi faiz istenebileceği, ancak ilamda faize ilişkin hüküm yok ise alacaklının, ilk takipte karar tarihinden itibaren faiz istememişse artık müstakilen faiz için ikinci bir takip yapamayacağı-
İlamın hüküm bölümünde ‘… davalıdan alınarak davacıya ödenmesine’ karar verilmiş olmakla, kararda "borçluların müteselsilen sorumlu oldukları" yönünde bir açıklama olmadığından, borçluların, ilamda yazılı miktardan eşit oranda sorumlu tutulacakları-