Mahkemece, sadece Haziran 2010 ile Ekim 2010'a kadarki beş aylık birikmiş nafaka talep edildiği, devam eden aylar nafakası yönünde bir talep bulunmadığı halde, alacaklının takip talebini aşar şekilde yaptığı başvuru üzerine icra dairesince borçluya gönderilen muhtıranın geçersiz olduğu ve sonuç doğurmayacağı, şikayete konu takip dosyasında düzenlenen icra emrinin ise, sadece daha önce başlatılan takipte istenen beş aylık nafaka yönünden mükerrer tahsilat oluşturacağı, kalan nafakalar yönünden mükerrer tahsilat oluşturmayacağı-
İlamlı takipte, ödemelerin ayrı ayrı hangi ödemelere ilişkin olduğu açıklattırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İlamda alacaklara en yüksek banka mevduat faizinin işletilmesine karar verilmesi halinde, mahkemece tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamlı takip başlatıldığı, borçlunun icra müdürlüğünden 4572 sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesi gereğince takibin durdurulmasını ve konulmuş tüm hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, tasfiye işlemleri tamamlanmadan hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyecek olup, borçlunun isteminin hacizlerin kaldırılmasına yönelik olduğu, taşınmazların satışı halinde satış bedellerinin icra dosyasına aktarılması yönünde bir talebi olmadığı halde ve hacizlerin kaldırılması talebiyle çelişir şekilde karar verilmesi ve icra müdürlüğüne böyle bir görevin yüklenmesinin doğru olmadığı-
Şikayete konu takip dosyasındaki takip dayanağı icra emrinin önce borçluya daha sonra da borçlu vekiline tebliğ edildiği, borçlu vekilinin asile çıkartılan tebligatın iptalini istemekte -yasal sürelerin tebligatın vekile yapılması ile başlayacağından- hukuki yararının bulunmadığı-
6100 sayılı HMK.'nun 311/1. maddesi hükmü uyarınca feragatin, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, anılan yasal düzenleme uyarınca, menfi tespit davasının açılmasıyla kesilen zamanaşımı süresinin, borçlunun feragat beyanı üzerine davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlayacağı, bu durumda, takip dosyasında, borçlunun feragati nedeniyle davanın reddedildiği tarihten alacaklının yenileme talebinde bulunduğu tarihe kadar zamanaşımını kesen herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığından TTK'nun 661. maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun anlaşıldığı, o halde, mahkemece, zamanaşımına yönelik şikayetin kabulü ile İİK'nun 71. maddesi yollamasıyla aynı Yasa'nın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmasa da mahkemece, takibe konu yapılan ilamda davalı olarak iş ortaklığının gösterildiği, dayanak ilam anılan hata yönünden bozulmuş olmadıkça takibin ortak girişim hakkında da başlatılması ilama uygun olup icra emirleri ortak girişimi oluşturan şahıslara ayrı ayrı tebliğ edilerek takibe devam olunabileceğinin kabulü gerektiği-
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un, 3678 sayılı Yasa ile değişik 4/a maddesinde; sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı-
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un, 3678 sayılı Yasa ile değişik 4/a maddesinde; Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği-