Takibe dayanak ilamda davacılar ......... ve .................. olup davanın kabulüne karar verildiğine göre davacı sıfatı ile ........ ve ........'ın. ilamın infazını sağlamak için icra takibi başlatabileceği, ancak başlatılacak icra takibinde ........... Tic. ve San. A.Ş. adına açılacak bir hesabın bildirilmesi, ödemenin de bu hesaba yapılmasının istenilmesi halinde ilamın infazının mümkün olduğu, ilamda davacı görünenlerin kendi adlarına tahsil talebini içeren takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu ilamın 5. bendinde müşterek çocuk için aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 6. bendinde ise iştirak nafakasının dava tarihinden 1 yıl sonra başlamak üzere o tarihte TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında arttırılarak uygulanacağının kararlaştırıldığı, nafaka artış hükmünün sadece bir defaya mahsus geçerli olduğunun kabulü TMK 182/4 maddesinin uygulanmasına ve hayatın olağan akışına aykırı olup takip dayanağı ilamın mahiyeti gereği de iştirak nafakasının her yıl TÜFE oranında arttırılarak ödenmesi gerektiği sonucuna varılması gerekeceği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi ilamının icrasından ve bu ilamın icrası neticesinde davacının mallarına haciz konulmasından kaynaklandığı- İlamların icrası ile ilgili İİK hükümlerine aykırı uygulamaların şikayet yolu ile İcra Hukuk Mahkemesinde incelenip karara bağlanmasının esas olduğu- Şikayet yolu ile hacizlerin kaldırılmasını sağlayan davacı şirketin aynı hususu genel görevli mahkemede menfi tespit davasına konu yapmasında hukuki yararının bulunmadığı-
Dayanak ilamda davacı taşınmazın davalı adına kayıtlı tapusunun iptalini ve adına tescilini talep etmiş, davalı ise taşınmazın satım devir işlemlerinin usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiş, mülkiyet devrinin (satışın) sıhhati tartışılarak davanın kabulüne ancak taşınmaz tapuda devir gördüğünden tazminata hükmedildiğinden, bu haliyle ilamın infazı için kesinleşmesi gerekeceği-
Tenfizine karar verilen dayanak ilam olan ............... sayılı kararının hüküm kısmında “1- Davalılar müteselsil borçlu olarak 1. davacıya 25.590,16 Euro ve buna ilaveten 11.11.2009 tarihinden itibaren baz faize ek %5 puan üzerinden hesaplanacak faizi .... ödemesine, 2- Davalılar müteselsil borçlu olarak 2. davacıya 51.180,32 Euro ve buna ilaveten 11.11.2009 tarihinden itibaren baz faize ek %5 puan üzerinden hesaplanacak faizi .... ödemesine, 3- Davalıların müteselsil borçlu olarak davacılara 2.308,60 Euro tutarında başka bir meblağı ve buna ilaveten 11.11.2009 tarihinden itibaren Avrupa Merkez Bankası’nın baz faizine ek %5 puan üzerinden hesaplanacak faizi .... ödemesine” hükmedildiği, hükme dayanak bilirkişi raporunda ise baz faizin %5’i esas alınarak faizin hesap edildiğinin görüldüğü, dayanak ilamda baz faize ek olarak %5 faize hükmedildiği, bu durumda baz faizin dışında ayrıca alacağa %5 oranında faiz uygulanmasının gerektiğinin kabulü gerekeceği-
Takibe dayanak ilam bozulmuşsa da, şikayet tarihinde henüz takibe dayanak ilamı hakkında verilmiş bir bozma kararı bulunmadığımdan ilamın ayakta olduğu ve borçlunun şikayette hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerektiği- "İlama aykırılık şikayetinin istinaf incelemesi devam ederken bozularak ortadan kalktığı anlaşıldığından, şikayetin konusu kalmadığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve şikayet tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinden sorumlu olacak tarafın belirlenmesi ile yetinilmesi gerektiği" şeklindeki karşı oyun kabul edilmediği-
Takibe dayanak ................ sayılı ilamında, davacı tarafça tapu iptal ve tescil kabul edilmemesi halinde eski hale getirme bedeli ve yoksun kalınan bedelin davalı tarafından davacıya ödenmesine karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece "davacıların tapu iptal ve tescil taleplerinin reddine, bedel taleplerinin davalılardan .......... ve .............. dışındakiler yönünden kabulü ile 12 parsel yönünden 87.556,80 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ............. ve .............. dışındaki davalılardan tahsili ile davacılara hisseleri oranında ödenmesine, 21 parsel yönünden 1.094.076,80 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar .............. ve .............. dışındaki davalılardan tahsili ile davacılara hisseleri oranında ödenmesine" karar verildiği, bu haliyle ilamın, taşınmazın aynına ilişkin olup, kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-
Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında şikayetin kabulü ile icra müdürlüğü işlemin iptali gerektiği değerlendirilmiş ise de, hüküm kısmında şikayetin reddine hükmedilmiş olup, kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulmasının HMK'nın 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olduğu-
Borçlu her ne kadar ilk ilamdan sonra ödeme yapmış ise de ödenen miktar kadar ................. tarihli icra emrinden düşülerek hesap yapılması gerekirken hatalı yönteme dayalı rapora göre karar verildiğinden, farklı bir bilirkişiden yeniden rapor alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Uyap ortamından takip taleplerinin incelenmesinde Uyap sisteme 01.07.2022 tarih saat 15:52:31’de taranan takip talebinde alacaklı tarafından şikayetçi borçlu ve dava dışı diğer borçlular hakkında 441.561,01TL maddi tazminat ve 50.000TL manevi tazminat alacağı için talepte bulunduğu yine aynı icra dosyasına ilişkin 01.07.2022 tarihinde saat 17:15:22 de taranan takip talebinde ise şikayetçi sigorta şirketinin maddi tazminat yönünden poliçe sınırı olan 20.000TL ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunun belirtildiği anlaşılmakla, alacaklının maddi tazminat yönüyle şikayetçi sigorta şirketi yönünden talebini daralttığı, bu nedenle şikayetçinin ancak alacaklının talep ettiği 20.000TL maddi tazminat ile sorumlu olduğunun kabulü gerektiği halde mahkemece şikayetçinin maddi tazminatın tümünden sorumlu olacak şekilde hüküm tesisinin ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-