Şikayet konusu takibin iş bu mühlet kararları içerisinde başlatıldığı görülmüş olup aslolan takip tarihindeki hukuki durum olduğundan takip tarihinden sonra anılan mühlet kararlarının kaldırılmasının sonuca etkili olmadığının kabulü gerekeceği, o halde İlk Derece Mahkemesince, takip tarihi itibariyle mühlet kararının ayakta olduğu ve bu tarih itibariyle İİK'nın 294. maddesi hükmü gereğince hiç bir takip işlemi yapılamayacağı dikkate alınarak takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirket hakkındaki konkordato talep sürecinin devam ettiği süreçte, alacaklının şikayetine konu edilen borçlu şirket adına kayıtlı pamuk toplama makinasının satışının İİK'nın 331/3. maddesi kapsamında kaldığı- Devirden elde edilen paranın akıbeti araştırılarak, makinanın satış tarihindeki gerçek değeri ile satış değeri arasında fahiş fark olup olmadığı saptanarak, devirden elde edilen paranın herhangi bir borç ödemesinde kullanıp kullanmadığı, borç ödenmiş ise ilgili takip dosyaları getirtilerek, bu borçların muvazaalı ya da hayali olup olmadıklarının tespit edilmesi, devirlerden elde edilen paraların herhangi bir banka veya sosyal güvenlik kurumlarına olan borcun ödenmesine sarf edilmiş ise bu durumun ilgili yerlere sorularak sonuca göre şikayete konu devrin alacaklıyı zarara sokmak kastıyla yapılıp yapılmadığı hususunda sanığın hukuki durumunun tayini ile esasa ilişkin inceleme yapılması gerekirken, kesinleşmiş icra takibi bulunmadığından bahisle davanın düşmesine dair karar verilmesinin hatalı olduğu-
Konkordatoda, döviz alacağının, alacaklıların alacaklarını bildirmeleri için kanunda ön görülen 15 günlük süreye uyması gerekeceği-
Şikayetçi borçlular hakkındaki takibin ve haciz tarihinin geçici mühlet döneminde olmayıp, konkordato tasdik talebinin reddi ve tedbir kararlarının kaldırılmasına ilişkin mahkemenin karar tarihinden sonra olduğu görüldüğünden, mahkemece, icra müdürlüğünün 05.11.2021 tarihli kararının hacizlerin kaldırılması talebinin reddine dair kısmı İİK'nın 308/ç maddesi gereğince isabetli olduğundan şikayetçi borçluların hacizlerin kaldırılmasına dair şikayetlerinin reddi gerekeceği-
Dava konusu alacak temlik edildiğinden bu hususun aktif dava ehliyetine ilişkin dava şartı olup, davanın devamı boyunca bulunması ve mahkemece de re'sen nazara alınması gerektiğinden temlikname göz önünde bulundurularak aktif dava ehliyetinin varlığı yönünden bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar vermek gerektiği-
İstinaf başvurusu yapmayan taraf için ilk derece mahkemesi kararının aynen muhafaza edilmesi gerektiği- Kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan kişilere hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve borçlular yönünden takip dayanağı olan hesap kat ihtarnamesi dışında ve daha önceden gönderilmiş olacak şekilde kredi hesabının kesilmesi ve borcun ödenmesine ilişkin herhangi bir ihtarname veya ihtarnameler bulunduğu yönünde iddia ve delil bulunmadığından itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğu-
Bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan alacakları kapsadığı, somut olayda, takibe konu çekten doğan alacağın tahakkuk tarihi 30.03.2021(keşide tarihi) olup, alacağın konkordatonun tasdiki kararından sonra doğduğu anlaşılmakla, bu alacağın tasdik edilen konkordato kapsamında olduğundan bahsedilemeyeceği-
Takipte taraf sıfatı bulunmayan şikayetçi 3. kişinin, haczin kaldırılmasını talep edemeyeceği-
Alacaklı yanca ödenmeyen kira alacaklarının tahsili ve tahliye amacıyla tedbir kararından sonra takip başlatılmış olup ara kararda belirtilen İİK.'nin 294/1. fıkrası gereği mühletten sonra kira alacaklarına ilişkin takip yapılamayacağından, İlk Derece Mahkemesince; 'tahliye talebinin reddine' karar verilmesi gerekeceği-
Davacı şirketin konkordato talebi ile ilgili kesin mühlet kararı verilmiş olmakla, davacı şirketin konkordato talebinin sonuca ulaşıp ulaşmadığı, davacı şirketin iflas edip etmediğinin de araştırılıp, sonucuna göre dosyaya etkisi yönünden de değerlendirme yapılmamasının ve davalının takas, mahsup savunmasıyla ilgili herhangi bir değerlendirme yapılması gerektiği- Alacağın likit olması nedeniyle mahkemece hükmedilen alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin doğru görülmediği-