Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan birinin veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açabileceği ve HMK. mad. 27 uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- 
3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 13.maddesinde yer alan ''mahkemeler veya icra ve iflas daireleri tarafından bu araziler hakkında devir ve temliki gerektiren karar verilemeyeceği''ne ilişkin düzenlenmenin Anayasa Mahkemesinin 11.04.2012 tarihli kararıyla iptal edildiği, ayrıca 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 9.maddesiyle de ''Bu taşınmazlar hakkında mahkemelerce satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar verilemeyeceği''ne ilişkin cümlenin ilga edildiği nazara alındığında, bahse konu Yasa'nın 13.maddesi kapsamındaki uygulama alanlarında kalan ve işlemleri henüz tamamlanamayan arazilerin miras yoluyla intikali ve ortaklığının satış suretiyle giderilmesine dair herhangi bir yasaklamanın bulunmadığı-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan birinin veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açabileceği ve HMK. mad. 27 uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- Dava konusu taşınmazların tapu kaydında paydaş F.O.'un baba adının farklı olduğu anlaşıldığından, tapu pay maliki F.O.'un gerçek kimlik bilgilerinin araştırılarak tespiti; öncelikle tapudaki kimlik bilgilerinin idari yoldan nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ise tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi için dava açmak üzere davacı vekiline yetki ve uygun bir süre verilerek tapu kaydının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesi sağlandıktan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği- Davalı M.E. dava konusu taşınmaz üzerindeki evin, diğer yapıların ve ağaçların kendisine ait olduğunu savunduğuna göre muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere uygun bir süre verilerek süresi içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerektiği-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan birinin veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açabileceği ve HMK. mad. 27 uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerektiği- 
Davacılar vekiline süre verilmesine ilişkin ara kararının usulüne uygun olmadığı ayrıca bu ara kararıyla verilen sürenin de kesin olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davacılar vekilinin söz konusu talebi değerlendirildikten sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekeceği-
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimsenin muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmenin ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmadığı- Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi gerektiği- Verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerektiği- 
Dosya içerisindeki tebligat evraklarına göre dava dilekçesinin, duruşma gününün, gerekçeli kararın davalı Z.K., İ.B., Ö.B. ve M.B.'a aynı konutta yaşadığını beyan eden İ.K. adlı şahsın imzası alınarak tebliğ edildiği ancak tebligat yapılan adresler incelendiğinde; davalı İ.B.'ın adresi 39, davalı Z.K.'ın adresi 36 numara gözükmesine rağmen her iki davalıya yapılan tebligat aynı konutta yaşayan İ.K.'a yapıldığı, bu şekilde yapılan tebligatın usule aykırı olduğu- Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan birinin veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açabileceği ve HMK. mad. 27 uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- 
Dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre ortaklığın giderilmesi istenen dava konusu taşınmazın 56/192 hissesinde dava dışı Hazine paylı malik, diğer 17/24 hissenin de elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, henüz paylı mülkiyete dönüştürülmediği anlaşıldığından, alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yoluyla satışı mümkün olmadığından alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanunu'nun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararının bulunduğu-