Takip dosyasında borçlu, gerçek şahıs olup adres kayıt sisteminde bir kaydı bulunmamakta olup; borçluya daha evvel usulüne uygun bir tebligat yapılmadan, resmi kurum tarafından bildirilen adrese doğrudan TK.m. 35'e göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-
Ödeme emri, borçlu tüzel kişiyi temsile yetkili olanların o sırada orada bulunup bulunmadıkları belirlenmeden doğrudan görevli memur imzasına tebliğ edilmiş olduğundan tebliğ işleminin bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13.maddelerine aykırı olup usulsüz olduğu-
Tensip tutanağı tebligatının borçlu vekiline "adresten taşındığı" şerhi ile bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı anlaşılmış olduğu; ancak avukatların Avukatlık Kanunu gereğince bir baroya kayıtlı olmaları zorunluluğu karşısında, mahkemece itiraz eden borçlu vekilinin adresinin ilgili barodan sorulup araştırılarak bilinen en son adresine Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde tensip tutanağının tebliği ile sonuca gidilmesi gerekeceği-
Tebligatın usulüne uygun yapılmadığı durumlarda, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin belirlenmesi zorunlu olup, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, karşı tarafça bu tarihin aksinin ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği; Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1969/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksinin tanık beyanıyla ispat edilemeyeceği-
Tebligat yapılacak yerin iş yeri olduğunun anlaşılmasına rağmen borçlunun iş yerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklamaya yer verilmeden yapılan tebligatın usulsüz olacağı-
Tebliğ memurunun, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi hakkında beyanı alınan komşunun kim olduğu, orada oturan olup olmadığı, hangi dairde oturduğu belirlenmemiş olduğundan yapılan tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanunu'nun 21.maddesi ile Tebligat Tüzüğü'nün 28.maddesi hükümlerine aykırı olduğu-
Örnek 7 ödeme emri tebligatının incelenmesinde, en yakın komşu ismi belirtilmeden "görevli" olarak isimlendirilen kişinin muhatabın çarşıda olduğunu ve imzada imtina ettiğinin beyan edildiği böylece Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre muhtara tebligat işleminin tebligat tüzüğünün 28. maddesine aykırı ve usulsüz olduğu-
Adreste bulunamayan muhatabın nerede olduğunu bilmesi muhtemel kişilerden araştırılıp, tahkikatın mazbataya yazılmadığı görülmüş olduğundan; tebliğ işleminin bu hali ile 7201 Sayılı Kanun'un 21. maddesi ile Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüz olduğu-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, ilamsız takiplere ilişkin 7 örnek ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayet ve borcun esasına ilişkin olup; başvurunun yasal dayanağı olan 7201 Sayılı Yasanın 32. maddesine göre, tebliğ işlemi usulsüz olsa bile muhatap öğrenmiş ise öğrenme tarihinde tebliğ edilmiş sayılacağı, şikayetçi öğrenme tarihini bildirmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrenmiş sayılacağı ve icra takibinin şekli dikkate alındığında borcun esasına yönelik itirazın ise icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği-
Borçluya gönderilen ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat evrakının incelemesinde, tebligatın bırakıldığı bildirilen mahalle muhtarının imzası bulunmadığı gibi, tebliğ memurunun adı ve soyadının da yazılı olmadığı görülmekte olup, bu hali ile tebliğ işlemi usulsüz olduğundan duruşma açılarak davalı alacaklının takibe ve usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihin tesbiti ile buna göre icra mahkemesinin başvurusunun süresinde olup olmadığının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-