Dosya içinde mevcut imza sirkülerine göre ilk çıkan tebligatı şirketin taşındığından bahisle kabul etmeyen kişi, borçlu şirketin yetkili temsilcisi olup tüzel kişilik olan borçlunun Ticaret Sicilinde kayıtlı bulunan adresinde gönderilen tebligatın yapılamaması üzerine aynı adreste 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu-
Tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat kendisini bulamadığı belgelenmemiş, yapılan işlem memurun soyut beyanından ibaret kalmış olduğundan borçlu adresine çıkarılan ödeme emrinin usulune uygun tebliğ edilmiş olduğunun kabulüne olanak olmadığı-
Tebligatı yapan tebliğ memurunun adı ve soyadının, tebliğ evrakında(mazbatasında) yazılı olmaması halinde tebligatın usulsüz (Teb.K. 23/9. maddesine aykırı) sayılacağı, bu durumun yapılan tebligatı geçersiz kılacağı-
Borçlunun tebligatı öğrenme tarihi tespit edildikten sonra buna göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken tebligatın iptali yönünde hüküm tesis edilemeyeceği-
Her ne kadar borçlunun adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine tebligat yapılmadığı gerekçesiyle şikâyetin kabulüne karar verilmiş ise de borçlu adına gönderilen ödeme emri tebligat parçasında, adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtildiğine göre mahkemece şikayete konu ödeme emri tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle borçlunun adrese dayalı kayıt sistemindeki adresinin nüfus müdürlüğünden sorulmak suretiyle belirlenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçersiz olacağı; zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacağı-
İhalenin feshini isteyen borçlunun, diğer borçluya satış ilanı tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshini isteme hakkının bulunmadığı-
Tebliğ işlemi, isim ve imzadan imtina eden komşusunun şifahi beyanına göre, muhatap tevziat saatlerinde bulunmayıp iş takibinde olduğundan bahisle yapılmış ise de, borçlunun iş takibinde olduğunun kimden soruşturularak tespit edildiği ve bu kişinin açık kimliğinin ne olduğu tebliğ mazbatasında açıklanmadığından, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulamadığı belgelenmemiş, yapılan işlem tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kalmış olduğundan borçlu vekilinin adresine çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunun kabulüne olanak olmadığı-
Tebliğ işleminin, muhatabın çalışmaya gittiği sebebiyle mahalle muhtarı imzasına teslim edilip 2 nolu formülün kapısına yapıştırılarak komşusuna haber verildiği belirtilmek suretiyle yapıldığı, ancak beyanı alınan komşunun imzasının alınmadığı gibi imzadan imtina durumunun belirlenmediği görüldüğünden tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Kanunun 21. maddesi ile şikayete konu tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup, olayda uygulanması gerekli olan Tebligat Tüzüğü’nün 28. maddesi hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüz olduğu-
Mahkemece aile fertlerinin birbirleri yerine adres beyanında bulunabilmelerine olanak tanıyan, yasa ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde, tebligat yapılan bu adresin, borçlunun bizzat kendisinin imzalı beyanına dayalı olarak tespit edilmiş mernis adresi olup olmadığı usulünce araştırılmalı, borçlu tarafından bildirim yapılmadığı takdirde, (7201 S.Y. Md.35'e göre tebligat yapılamayacağından) borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu’nun 32. maddesine göre öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, kendi bildirimine dayandığının tespit edilmesi halinde ise istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-