İcra müdürlüğünce borçlunun adresine gönderilen satış ilanı tebligatı bila tebliğ iade edilince, alacaklı vekilince borçluya satış ilanı tebliğinin icra emrinin tebliğ olduğu adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmesi talep edilmiş ise de; dosyanın incelenmesinde borçluya satış ilanı tebligatının gönderilmediği ve tebliğ edilmediği anlaşıldığından usulüne uygun satış ilanı tebliği bulunmayıp; bu durumun ihalenin feshini gerektireceği-
Öncelikle icra müdürlüğünce, borçlunun bilinen son adresi olan ipotek senedinde yer alan adresine tebligat çıkarılması, bu adreste tebligat yapılamaması halinde Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan adresine tebliğ işleminin yapılması gerekirken ipotek senedindeki adrese tebligat gönderilmeksizin doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrası uyarınca tebliğ işleminin tamamlanmasının usulsüz olduğu-
Tebligat yapılan adrese gönderilip yapılamadan dönen bir tebligat olmaksızın satış ilanının doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilemeyeceği-
Tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 35.maddesi uyarınca gerçek kişilere anılan madde uyarınca tebligat yapılabilmesi için muhataba aynı adrese daha önce usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat yapılması zorunlu olup, adresin tapu sicilindeki adres olması anılan maddenin uygulanması sonucunu doğurmayacağı-
Her ne kadar mahkeme kararında borçlunun 09.02.2012 tarihindeki kıymet takdiri anında hacze muttali olduğu belirtilmişse de ,borçlunun kıymet takdiri sırasında hazır bulunmadığı, hacze muttali olduğuna dair herhangi bir kayıt ve belgenin olmadığı görülmüş olduğundan borçlunun şikayet dilekçesinde belirtilen 01.03.2012 tarihinde hacizden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği-
Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adrese çıkarılacak tebligattan sonuç alınmaması halinde, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yeni adresinin "bilinen en son adres" olarak kabul edilerek, bu adrese yapılacak tebligatın geçerli olacağı-
Tebliğ memuru tarafından tüzükte öngörülen araştırma yapılmadan, muhatabın dağıtım saatlerinde neden bulunmadığı, tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği saptanmadan, 2 no’lu formül kapısına yapıştırılarak imzadan imtina şerhi ile tebliğ evrakı muhtarına bırakılmış ise de muhatabın adreste bulunmama sebebi araştırılmadığından tebligatın bu haliyle usulsüz olduğunun kabulünün gerekeceği-
Borçlunun bilinen en son adresine Tebligat Kanunun 10. maddesine göre çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade gelmesinden sonra ancak Tebligat Kanunun 21. maddesine göre tebligat yapılması gerekeceği-
Posta görevlisince muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muhatapla aynı konutta oturup oturmadığı hususu tebligat mazbatasına şerh düşülmediğinden tebligatın usulsüz olduğu-