Borçlu kooperatife ödeme emrinin tebliğ edildiği adres, adı geçenin ticaret sicilinde yazılı adresi olduğundan tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanunun 21.maddesine ve usulüne uygun olduğu-
Borçlunun usulsüz tebligatı öğrendiği tarih olarak belirttiği tarihe göre yasal süre içerisinde icra dairesine itiraz etmemiş olmasının, tebliğ tarihinin düzeltilmesine engel teşkil etmeyeceği; tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda, haciz uygulanmasına başlanılabilecek tarih, mal beyanında bulunma tarihi veya varsa takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılabileceği nedenleriyle borçlunun şikayette hukuki yararının olduğu-
Aynı icra takip dosyasının diğer borçlusu olan ve aynı zamanda borçlu şirket yetkilisine satış ilanı tebligatları usulüne uygun yapılmış olsa bile, bu tebligat üzerine borçlu şirketin satış ilanı tebligatından haberdar olduğunun kabul edilemeyeceği-
Mahkemece usulsüz tebligat kabul edildiği halde, borçlu şirketin tüzel kişiliğinden ayrı bir tüzel kişiliğe sahip şirket çalışanına yapılan tebligatın da usulsüz olduğu gözardı edilerek, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olan 16.12.2010 olarak kabul edilmesinin isabetsiz olduğu-
Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adrese çıkarılacak tebligattan sonuç alınmaması halinde, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yeni adresinin "bilinen en son adres" olarak kabul edilerek, bu adrese yapılacak tebligatın geçerli olacağı-
Tebligat memurunun komşu beyanı altında ismini yazmayıp sadece imzaladığı ve muhtara teslim ederken de imzasının bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup uygulanması gerekli olan Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesine uygun yapılmadığı gerekçesi ile şikayet kabul edilmiş ise de; tebligat memurunun isim ve imzasının yapılan tüm işlemleri kapsadığı ve tebligatın tüm şekil şartlarına haiz olduğunun kabulünün zorunlu olduğu-
Şikayetçinin noter huzurunda düzenlettirilen vekaletnamede bildirdiği adres ile borçlu vekilinin yine icra mahkemesi dosyasına ibraz ettiği başka bir vekaletnamedeki adresi aynı adres olarak bildirilmiş olup, bu adrese Tebligat Kanunu'nun 35/4.maddesine göre ödeme emri tebliğinin yapılmasında bir usulsüzlük olmadığı-
Borçlunun usulsüz tebligata rağmen öğrenme süresi içerisinde avans eksikliğini tamamlamış olması nedeniyle işin esasının incelenmesi gerekirken dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından kira süresinin bitmesi nedeni ile kira sözleşmesine dayalı tahliye emri düzenlenerek borçlunun takip dayanağı kira sözleşmesinde yazılı adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ evrakının, borçlunun tanınmadığı sebebi ile iade edildiği, alacaklının talebi ile borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan adresine, tebliğ evrakı üzerine; "mernis adresi olup Tebligat Kanunu 21. maddeye göre tebliğ yapılır" şerhi yazılmak suretiyle çıkarılan tebligatın, aynı madde uyarınca tebliğ edildiği anlaşılmış olduğundan borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat çıkarılmasında yasaya aykırılık olmadığı gibi, tebliğ evrakı üzerine verilen şerhin de 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/8.maddesine uygun olduğu-
Tebliğ memurunun, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi hakkında beyanı alınan komşunun kim olduğu, orada oturan olup olmadığı, hangi dairede oturduğu belirlenmemiş olduğundan bu hali ile yapılan tebliğ işlemi 7201 Sayılı Kanunu'nun 21.maddesi ile Tebligat Tüzüğü'nün 28.maddesi hükümlerine aykırı olduğu-