Tebliğ şerhinde, muhatabın adreste bulunmama nedeni kanunda belirtilen kişilerden sorulmadığı ve adrese dönüp dönmeyeceği tesbit edilmediği için yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu; öte yandan Tebligat Kanunu'nun 23/2. maddesi gereğince tebliğ mazbatasında tebliği isteyen tarafın adı, soyadı ve adresi de yazılı olmadığından tebliğ işleminin bu hali ile de usulsüz olduğu-
7201 Sayılı Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağından, kıymet takdiri tebliğ işlemi usulsüz olsa bile borçlu öğrendiği tarihten itibaren yasal sürede kıymet taktirine itiraz etmediğinden kıymet taktirinin kesinleşmiş olacağı-
Borçlu kooperatife ödeme emrinin tebliğ edildiği adres, adı geçenin ticaret sicilinde yazılı adresi olduğundan tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanunun 21.maddesine ve usulüne uygun olduğu-
Borçlunun usulsüz tebligatı öğrendiği tarih olarak belirttiği tarihe göre yasal süre içerisinde icra dairesine itiraz etmemiş olmasının, tebliğ tarihinin düzeltilmesine engel teşkil etmeyeceği; tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda, haciz uygulanmasına başlanılabilecek tarih, mal beyanında bulunma tarihi veya varsa takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılabileceği nedenleriyle borçlunun şikayette hukuki yararının olduğu-
Aynı icra takip dosyasının diğer borçlusu olan ve aynı zamanda borçlu şirket yetkilisine satış ilanı tebligatları usulüne uygun yapılmış olsa bile, bu tebligat üzerine borçlu şirketin satış ilanı tebligatından haberdar olduğunun kabul edilemeyeceği-
Mahkemece usulsüz tebligat kabul edildiği halde, borçlu şirketin tüzel kişiliğinden ayrı bir tüzel kişiliğe sahip şirket çalışanına yapılan tebligatın da usulsüz olduğu gözardı edilerek, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olan 16.12.2010 olarak kabul edilmesinin isabetsiz olduğu-
Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adrese çıkarılacak tebligattan sonuç alınmaması halinde, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yeni adresinin "bilinen en son adres" olarak kabul edilerek, bu adrese yapılacak tebligatın geçerli olacağı-
Tebligat memurunun komşu beyanı altında ismini yazmayıp sadece imzaladığı ve muhtara teslim ederken de imzasının bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup uygulanması gerekli olan Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesine uygun yapılmadığı gerekçesi ile şikayet kabul edilmiş ise de; tebligat memurunun isim ve imzasının yapılan tüm işlemleri kapsadığı ve tebligatın tüm şekil şartlarına haiz olduğunun kabulünün zorunlu olduğu-
Şikayetçinin noter huzurunda düzenlettirilen vekaletnamede bildirdiği adres ile borçlu vekilinin yine icra mahkemesi dosyasına ibraz ettiği başka bir vekaletnamedeki adresi aynı adres olarak bildirilmiş olup, bu adrese Tebligat Kanunu'nun 35/4.maddesine göre ödeme emri tebliğinin yapılmasında bir usulsüzlük olmadığı-
Borçlunun usulsüz tebligata rağmen öğrenme süresi içerisinde avans eksikliğini tamamlamış olması nedeniyle işin esasının incelenmesi gerekirken dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddinin isabetsiz olduğu-