Borçlunun takibin dayanağı olan kira sözleşmesindeki kefilliği adi kefalet olup, BK.nun 486.maddesi gereğince adi kefilden alacağın talep edilebilmesi için, borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da alacaklının hatası olmaksızın takibin semeresiz kalması yahut borçlu aleyhinde Türkiye'de takibat icrasının imkansız hale gelmesi gerektiğinden borçlunun, hakkında takip yapılamayacağına ilişkin şikayeti de yerinde olup icra takibinin bu borçlu yönünden iptali gerekeceği-
Her ne kadar borçlu tüzel kişinin ve Ticaret Sicil müdürlüğünce bildirilen Ticaret Sicilinde kayıtlı bulunan Beşiktaş’taki adresine çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade olunması üzerine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmış ise de; alacaklı tarafından, takipten önce, takibe konu faturalarda yazılı olan Üsküdar’daki adreste bu faturalarla ilgili noterden ihtarname tebliğ edildiğine göre, borçlunun bilinen son adresi faturada yazılı olan Üsküdar adresi olduğundan bu hali ile borçlunun Ticaret Sicilinde bulunan ve Ticaret Sicil müdürlüğünce bildirilen adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğundan söz edilemeyeceği-
Tebligat yapılan adresin, ticaret sicilindeki adresle aynı sokak, kapı numarası ve semt isimlerini ihtiva ettiği, sadece mahalle isminin farklı yazıldığı görüldüğünden mahkemece bu mahalle isimlerinin aynı yere ilişkin olup olmadığının araştırılarak; oluşacak sonuca göre: aynı ise ticaret sicilindeki adrese yapılan tebligat usule uygun olacağından şikayetin reddi ve itirazların da süreden reddi; aynı değil ise tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile itirazların esasının o zaman incelenmesi gerekeceği-
Tebliğ işlemi, ”muhatabın adresinin kapalı olduğundan komşusundan soruldu. İstanbul'a gittiğini beyan ettiğinden mahalle muhtarına teslim edilip 2 no’lu haber kağıdının kapısına yapıştırılarak imzadan imtina eden komşusuna haber verildi” şerhiyle yapılmış olup, tebliğ memuru tüzükte öngörülen araştırmayı yapmadan muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceği tevsik edilmediğinden satış ilanının Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılan tebligatının usulsüz olduğu-
Tebligat yapılan adresin, ticaret sicilindeki adresle aynı sokak, kapı numarası ve semt isimlerini ihtiva ettiği, sadece mahalle ismi farklı yazıldığından mahkemece, bu mahalle isimlerinin aynı yere ilişkin olup olmadığının araştırılarak; oluşacak sonuca göre: aynı ise ticaret sicilindeki adrese yapılan tebligat usule uygun olacağından şikayetin reddi ve itirazların da süreden reddi; aynı değil ise tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile itirazların esasının o zaman incelenmesi gerekeceği -
Davaya konu ihalenin yapıldığı İcra Müdürlüğü’nün dosyasında, satış ilanın, borçlu vekiline tebliğ edildiği, adı geçen vekil tarafından borçlunun vefat ettiği, vekalet görevinin sona erdiğinin bildirilmesi üzerine şikayet konusu yapılan satış ilanı tebligatının TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek davacı borçlu mirasçısına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu-
Satış ilanının, asıl takip dosyasından yazılan talimata göre Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre şikayetçi şirkete 22.09.2011 tarihinde, gerçek kişiye ise 23.09.2011 tarihinde tebliğ edildiği görülmekte ise de, asıl takip dosyasında Ticaret Sicil Memurluğu'nca borçlu şirketin adresi; “…” olarak bildirilmesine rağmen tebligatların (satış ilanı da dahil) başka bir adrese yapıldığı, gerçek kişi olan diğer borçlu yönünden ise satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılmadığı anlaşıldığından tebligatın usulsüz olduğu-
Borçluya gönderilen ilk ödeme emri tebligatının iadesi üzerine icra müdürlüğünce mernis adresine tebliğ işlemi yapılmış ise de, gönderilen tebligat parçasında "mernis adresi" olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığından, tebligat memurunca Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adrese çıkarılacak tebligattan sonuç alınmaması halinde, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yeni adresinin "bilinen en son adres" olarak kabul edilerek, bu adrese yapılacak tebligatın geçerli olacağı-