Borçlunun ev adresi tespit edildiği ve resmi kurumca bildirildiği halde firmasının adresi esas alınarak tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca borçluya tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-
Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adrese çıkarılacak tebligattan sonuç alınmaması halinde, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yeni adresinin "bilinen en son adres" olarak kabul edilerek, bu adrese yapılacak tebligatın geçerli olacağı-
Muhatap tarafından tebligattaki imza inkâr edildiğine göre mahkemece, HMK'nun 211. maddesi gereğince imza yönünden yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği-
3. kişiye gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi, icra müdürlüğünce adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine tebliğ edilmiş ise de tebligat parçasında adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığından, tebligat memurunca Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğundan İİK.m. 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamesi tebligatlarının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlular, 103 maddesi uyarınca yapılan tebligatı teslim alan M. A. ile birlikte oturmadıklarını ileri sürdüklerine ve tutanakta borçluların ayrı ayrı hanelerde yaşadıkları belirtildiğine göre mahkemece bu tebliğ işlemlerine yönelik iddia ve delillerin değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçinin adresini değiştirdiğini gösteren, tebliğ edilemeden iade edilmiş bir tebligat satış dosyasında görülememekte, tebliğ işleminin ne gerekçeyle yapıldığı anlaşılamadığından mahkemece T.K.'nun 35. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, soyut gerekçe ile tebligatın usulüne uygun olduğundan bahisle hüküm tesis edilemeyeceği-
Adreste muhatabın bulunmaması nedeniyle tebligatın, 7201 sayılı Kanunun 17. maddesinde sayılan ve tebliğ sırasında adreste hazır bulunan daimi işçisine yapılmak istendiğini, ancak adı geçenin imzadan ve tebellüğden imtina nedeniyle aynı Kanunun 20. maddesinde yapılan atıfla yine aynı Kanunun 21. maddesine göre tamamlandığından Tebligat Tüzüğü’nün 28.maddesinin uygulanması gerekmeyeceği-