İptali talep edilen Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun kefalet sözleşmesi için aradığı şartların uygulanabileceği, dolayısıyla gerçek olmayan nitelikli adi şekil şartının aranması gerektiği; kefalet sözleşmesinin yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu miktarın sözleşmede belirtilmiş olmasının ve imzalanmış olmasının yeterli olduğu, ayrıca taraflar arasında sözleşmenin yazılı olması ve imza konusunda ihtilaf bulunmadığı gerekçesiyle verilmiş olan davanın reddi kararının onanması gerektiği-
Kefaletin geçersizliğinin tespiti davası-  Kefilin sorumlu olacağı azami miktarın açıkça ve el yazısıyla yazılması gerektiği- Bononun rızası hilafına doldurulduğunu iddia eden tarafın iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiği-
Dosya içerisinde bulunan belgede davalıların kefalet miktarı belirtilmediğinden ve TBK.'nın 583. maddesi uyarınca kefilin sorumlu olacağı azami miktar belirtilmedikçe kefalet geçerli olmayacağından davalıların kefalet hükümleri uyarınca borçtan sorumlu tutulamayacakları-
8. HD. 10.05.2017 T. E: 3605, K: 9218-
Davacı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen bir yıl süreli sözleşmede davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzası bulunmakta ise de, sözleşmeyi uzatmaya matuf protokollerde davalının mesul müdür olarak imzasının bulunduğu, müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı, bu durumda mahkemece, geçerliliği yazılı şekle tabi olan ve kefilin sorumlu tutulduğu miktarın belirtilmesi gereken ve somut olayda süreli olarak düzenlenen sözleşmeden doğan sorumluluğun, davalının kefil sıfatıyla imzası bulunmayan protokolleri kapsamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalı yararına bozulduğu-
Genel kredi sözleşmesindeki, davalı kefil adına atılan kefalet imzasının geçerli olup olmadığının tespiti için, TBK. mad. 583'de belirtilen şekil şartları yönünden inceleme yapılması gerektiği- Mahkemece "takip ve dava konusu borcun, kredi sözleşmesindeki limitin çok altında olduğu, davalı kefilin, kendi el yazısı ile sözleşmeye müteselsil kefil olduğunu kabul ettiği, sözleşmenin başlangıcında tarih ve limit olduğu ve ayrıca 'asıl borçlu şirketin ortağı ve yöneticisi olan davalının şekil şartına sığınarak kefalet sözleşmesinin hükümsüzlüğünü dile getirmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olacağı ve yasanın kötü niyeti korumayacağı'; davalının kefaletinin hukuken geçerli olduğunun kabulü gerektiği" şeklinde karar verilemeyeceği-
İcra dairesindeki kefaletlerin ilamlı icra takibine konu edilebilmesi için, icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerektiği- İcra mahkemesince, icra kefaletinin geçersizliği ile ilgili başvurunun esasının incelenmesi, kefalet tutanağının kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde belirtilen şartlarda düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi ve anılan kefalet tutanağının İİK'nun 38. maddesi anlamında ilam mahiyetindeki belgelerden olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği-
Davacı tarafından öncelikle takip konusu borcun hangi Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak tahsis edildiğinin tespitinin, talep olarak ise davalı banka ile asıl borçlular arasında yapılan Genel Kredi Sözleşmesine kefaletin geçersizliğinin tespit edilmesinin ,son olarak da sonraki tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri varken önceki tarihli Genel Kredi sözleşmesine dayalı kredi tahsis edilmiş ise bu tahsisin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunun tespitinin talep ve dava edildiği somut uyuşmazlıkta, davacının tespitini istediği hususlar ileride açılacak eda davası yargılaması sırasında  da ileri sürülebilecek konular olduğundan davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı ve davanın reddi gerektiği-
İtirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine-