Tarafların üç yıldır fiilen ayrı yaşadıkları olayda, kocanın, tahsili için maddi bakımdan destek verdiği, aile ile herhangi bir hısımlık ilişkisi bulunmayan üçüncü bir kişiyi aile yaşamına dahil etmesinin, evlilik birliğinin mutluluğunu bozucu bir unsur olduğu, aile mahremiyeti ile bağdaşmayacağı; böyle bir durumun diğer eş bakımından birlikte yaşamayı çekilmez kılacağı, bu bakımdan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kocanın açıklanan tutum ve davranışının ağırlıklı olarak etkili olduğu- Az kusurlu olan kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat (TMK.md.174/1-2) takdiri gerektiği-
Davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra tarafların barışıp bir araya geldikleri ve üç ay süreyle beraber yaşadıklarının taraflarla yakınlığı olan tanıklarca ifade edildiği, tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini gösteren yeterli delil ve bulgu olmadığından, ortak hayatın yeniden kurulduğunun kabulü gerekeceği-
Davalı ile davacı kocanın … yılından beri ayrı yaşamaları ve davalının davacı kocaya hakaret etmesi halinde birliğin devamının mümkün olmayacağı-
Toplanan delillerden; davalı-davacı kadının eşine ve eşinin akrabalarına hakaret ettiği, davacı-davalı kocanın da müşterek evi terk etmek suretiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşıldığından bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu ve boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 166/1–2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceği, açılan boşanma davasının reddi gerekeceği-
Davalı-davacı kocanın evin kilidini kadının boşanma dava tarihinden sonra değiştirdiği, bu hususun kusur tespitinde dikkate alınamayacağı-
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, boşanmaya karar verilmesi gerekeceği- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın  yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekTİĞİ-
Davalı kocanın ceza mahkemesince mahkumiyetine de karar verildiği davacı kadının elektronik posta adresine girip açacağı boşanma davasına delil oluşturmak amacıyla, kadına 2007 yılında gönderilen iletileri, kadının adres defterindeki kişilere, davacı kadın tarafından gönderilmiş gibi yollamak şeklindeki eylemi sebebiyle eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın mümkün görülemeyeceği, boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-