Ödeme emrini alan borçlunun sadece «icra dairesinin yetkisi»ne itiraz ederek -borcun esasına itiraz etmeden- takibi durdurmuş olması halinde, alacaklının «itirazın iptali davası» açamayacağı, icra mahkemesinden «itirazın kaldırılmasını» istemek zorunda olduğu (veya; alacaklının borçlunun «yetki itirazı»nı kabul edip, yetkili olduğu bildirilen icra dairesinden, borçluya yeniden ödeme emri göndermesi gerekeceği)–
Davalı tarafın «icra takibine dayanak teşkil eden çekin çalındığı» yolundaki iddiasını, bu iddia maddi olgu niteliğinde olduğundan tanıkla isbat edebileceği–
Ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra itiraz edilmiş olması halinde, alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmayacağı–
Kambiyo senetlerine özgü iflâs yoluyla takibe itiraz edilmesi üzerine açılan "itirazın kaldırılması ve iflâs davası", İİK.nun 67. maddesinde öngörülen "itirazın iptâli davası niteliğinde olmadığından, yargılama sonunda "itirazın iptâline ve takibin devamına" şeklinde karar verilemeyeceği–
Tapulu taşınmaz satımının resmi şekilde olmadıkça geçerli olmayacağı ve alıcının verdiği satış parasını haksız iktisap kuralları gereğince geri almaya hakkı bulunacağı ancak hukuken geçersiz sözleşmelerin haksız iktisap kuralları uyarınca iktisap edilirken denkleştirici adalet kuralının da gözardı edilemeyeceği (iadeye karar verilirken satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılarak iadeye karar verilmesi gerekeceği)–
Yabancı para alacağına dayalı takiplerle ilgili itirazın iptali davalarında takip tarihindeki kur üzerinden yabancı paranın Türk parası karşılığı saptanarak bu miktara göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği–