Davacının icra takibine ve davaya konu ettiği alacak, gömlek dikim bedelinden kaynaklanmış ise de, davalı başka bir işten doğmuş olsa bile ayıplı etek kesim ve dikiminden doğan zararı nedeniyle oluşan alacağının takas suretiyle davacının alacağından mahsubunu istemek hakkına sahiptir. Davacı yanca kesim ve dikimi yapılıp davalıya teslim edilen eteklerin bilirkişi kurulu raporuna göre hatalı kesim nedeniyle kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olduğu anlaşılmış olup, keşif sırasında dinlenen davalı tanığı beyanı ile de davacıya süresinde ayıp ihbarı yapıldığı sübuta ermiştir. Bu durumda mahkemece takas def’inin kabulü ile davalının hatalı etek kesim ve dikiminden oluşan ve bilirkişilerce saptanan zararının davacı alacağından düşülerek sonucuna göre karar verilemesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin, hükmün bu nedenle bozulması gerekeceği-
Dava, ortak gider alacağının tahsili amacıyla apartman yöneticisi tarafından yapılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkeme takip miktarını da dikkate alarak “uyuşmazlığın Tüketici Sorunları Hakem Kurulu tarafından çözümlenmesi gerektiği” gerekçesiyle “görevsizlik kararı” vermiştir. Uyuşmazlık, Kat Mülkiyeti Kanundan kaynaklanmaktadır. Bu kanundan kaynaklanan uyuşmazlıklar değere bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir-
Dava, çeke dayalı alacağın tahsili talebine ilişkindir. Dosya kapsamından çeklerden birinin süresinde bankaya ibraz edilmesine rağmen diğer çeklerin süresinde ibraz edilmediği anlaşılmaktadır. Çek süresi içinde bankaya ibraz edilmemişse hamilin kambiyo hukuku bakımından müracaat hakkı düşer. Süresinde ibraz edilmeyen çek yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Davacı açmış olduğu davada aynı zamanda temel ilişkiye de dayanmıştır. Müracaat hakkı yitirilen çekte temel ilişkiye dayanan davacının temel ilişkiyi ispat etmesi gerekir. Bu durumda davacıya tüm delillerini sunması için imkân sağlanması gerekeceği-
Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur. Borçlusunu takip ile temerrüde düşüren alacaklı takip öncesi dönem için işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı-
Dava, itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı talebine ilişkindir. İİK.’ nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için borçlunun takibe itiraz etmesi ve alacaklının açtığı itirazın iptali davasında haklı çıkması yeterlidir. Borçlunun kötü niyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkâr tazminatı işin çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına alacağın ne kadar olduğunu tespit edebiliyorsa alacak likit ve bellidir. Somut olayda, icra inkâr tazminatı koşulları oluşmasına rağmen yazılı şekilde karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Dava açıldıktan sonra davanın dayanağı olan icra takibine itiraz edenlerin itirazdan vazgeçmeleri halinde, davanın konusu kalmayacağından, “esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verilmesi gerekirken, mahkemece “takibe itirazdan vazgeçildiği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usule aykırı sayılacağı-
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Bu nevi davaların dayanağı icra takibidir. Dava açıldıktan sonra icra takibine itiraz edenlerin itirazından vazgeçmeleri halinde davanın konusu kalmayacağından esasa hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmelidir. Yerel mahkemece “takibe itirazdan vazgeçildiği” gerekçesiyle “davanın kabulüne” karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesinin, BK.’nun 101. maddesi (şimdi; TBK. mad. 117) anlamında bir “ihtar” kabul edilerek, borçlunun bu suretle temerrüde düştüğü sonucuna varılıp, “takip talebiyle temerrüde düştüğü”nün benimsenemeyeceği-