Davacı banka dava konusu borcun yargılama sırasında dava dışı kefil tarafından haricen ödendiğini ve böylece davanın konusuz kaldığını bildirmiştir. Bu durumda mahkemece konusuz kaldığı bildirilen dava hakkında esasa ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığı yönünde bir karar verilmesi ve dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinden sorumluluğun hangi tarafta olduğu belirlenerek hüküm oluşturulması gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davalı vekili, temyiz dilekçesinde davacının ayıplı mal ihbarı üzerine yeni malları davacıya gönderdiğini, ancak davacının dava dışı başka bir firmadan aldığı malları kullandığını bildirmiştir. Davacı vekili ise, temyize cevap dilekçesinde, ayıplı malların hurda olarak depolarında bekletildiğini ve davalı tarafa her an iadeye hazır olduklarını beyan etmiş, davalı ise en azından parkelerin ayıplı bedellerinin(hurda bedeli) tenzil edilmesi veya bu malların iadesi gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece tüm bu hususlar yönünden iddia ve savunma çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak, deliller eksiksiz toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar oluşturulmasının bozmayı gerektireceği-
Mahkemece, davalının ticari defterlerindeki kaydın aleyhine delil teşkil etmesine, ticari satımdan kaynaklanan alacağın likit olmasına ve özellikle HUMK’ nun 10, İİK.’ nun 50. ve BK.’ nun 73. maddeleri uyarınca para borcundan dolayı alacaklının kendi yerleşim yerinde takip ve dava açmasının mümkün bulunmasına göre “davanın kabulüne” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Dava, mal satışına dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Alacağa dayanak olarak gösterilen faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin usulüne uygun delillerle davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Mahkemece, davacının kapanış tasdiki bulunmayan defterinin yanılgılı değerlendirme sonucu davacı lehine delil teşkil ettiğinin kabulünün hükmün bozulmasına neden olacağı-